Yetmez ama…
Orhan Aydın
Evet, öyle olacak çok değil iki ay sonra kime sorarsanız sorun ‘ben evet demedim’ diyecek.
Ancak sonuçlar ortada.
Dinci gericilik, ırkçılık ve liboşlarla kol kola, ülke geleceğini ipotek altına almakta önemli bir kazanım elde etti.
Obama hazretlerinin kutsadığı tam da budur.
Emekçi halk, bu kalkışmanın sonuçlarına ne kadar katlanacak bunu birlikte yaşayacağız.
Referandumla AKP ve yandaşları için her şeyin önü açıldı.
Satılmadık ortak değer bırakmamakta tarihsel ün kazananlar, yeni listeler ilan edecekler.
Daha dün yargının onamadığı birçok özelleştirme girişiminin önü, ‘kamu yararına’ adıyla sonuna kadar açılacak.
Kentsel dönüşüm projeleri ile yapılacak üleşmeler ilk sırada yer alacak.
Galata, Haydarpaşa gibi İstanbul kentinin en gözde alanları talan edilecek.
HES projeleri üstündeki ‘yürütmeyi durdurma kararları’ hiçe sayılacak.
Müzeler, kütüphaneler ve ören yerleri üstündeki ‘devlet tasarrufu’ çöpe atılacak.
Devlet Opera, Bale, Senfoni ve Tiyatrosu’nda 4C-4B kıskacı uygulamaya konup, özelleştirmenin kapıları sonuna kadar aralanacak.
Tarihsel dokular ve kültürel varlıklar talan edilecek.
Ulaşım hizmetlerinde satış üstüne satış yapılacak.
Karayolları, deniz, hava ve raylı hizmetler paketlenip-listelenip, güzellenecek.
Eğitim ve sağlık alanında özelleştirilmedik tek bir kurum kalmayacak.
Devlet okulları, üniversiteler, hastaneler, sağlık ocakları kamu hizmetinden çıkartılacak.
Sendikal haklar kökünden budanacak.
Yoksulluk daha da derinleşecek, işsizlik daha da artacak.
Yolsuzluk yasallaşacak.
Elektrik, su, doğalgaz, ekmek ve ulaşım zamlanacak.
Küçük esnaf tamamen yok edilecek, ürünlerini tarladan kaldıramayan köylü kredi borçlarıyla kuşatılacak.
Sermaye için bir parmak bal olan ‘vergi borçlarında yeni düzenleme’ gündeme gelecek. Böylelikle yandaş basın ve medya gruplarının ve şirketlerin vergi borçları ve usulsüzlükleri af edilecek.
Kürt yurttaşlar üstündeki ‘pis oyun’ derinlemesine sürecek. ‘Boykot’ hiçbir işe yaramayacak.
Demokratik hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlar çöpe atılacak.
Referandumdan bir gün önce, helikopterlerle yapılan ev baskınları ‘gündelik işler’ halini alacak.
Alevi yurttaşların haklı istemlerinin üstü, bir daha açılmayacak bir biçimde kapatılacak.
15. madde üstündeki yalan açığa çıkacak. 12 Eylül generalleri ve tüm katiller, ellerini kollarını sallıya sallıya aramızda dolaşmaya devam edecek.
Faili belli yüzlerce siyasal cinayet aydınlatılmayacak.
Karşı çıkışla hesaplaşmak için, yeni düzmece davalar açılacak. Özel yetkili mahkemelere daha geniş yetkiler tanınacak.
Dokunulmazlıklar kaldırılmayacak.
Siyasi partiler kanunu ve seçim kanununa el bile sürülmeyecek.
Sanata, sanatçıya baskı-sansür-ötekileştirme-yalnızlaştırma- yandaş kılma derinlemesine sürecek.
Tablo karanlık.
Dış ilişkiler, ekonomideki tıkanıklık, gerici ve ırkçı kuşatmanın büyümesi bu karanlık tablonun öteki yüzüdür.
Bütün bunlara karşı çıkıp diklenmenin, ülkeye sahip çıkmanın yolu ise, daha çok dayanışıp ortaklaşarak, mücadele alanını büyütmekten geçiyor.
Şimdi, genel seçime doğru hızla koşulan yeni bir süreçteyiz.
Sol adına ortaya çıkıp, ‘Yetmez ama evet’ diyenler başlarını öne eğip halkın arasında dolaşmaya devam mı edecekler yoksa gericiliğe kuyruğundan eklenmeye mi başlayacaklar birlikte göreceğiz.
oaydinoaydin@gmail.com
--
Orhan Aydın
14 Eylül 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder