Çürükçü…
İnanmayacaksınız ama araştırdım.
Mahalle bakkalı Kenan’dan başladım.
“Çift sarılı” olanları ile “köy” olanlarını övmekle bitiremedi.
-Toptan kaça alıyorsun bunları?
Bizim Kenan kurnazdır, lafı eveledi geveledi, sonunda;
-Belli olmuyor abi piyasa bu, hemen her hafta zam geliyor, ne kadar lazım?
Anladım ki sağlıklı bilgiye ulaşmak zor, Kenan sır vermiyor o zaman bir toptancısını filan bulmalı diye düşündüm. İnternete baktım, ülke bu anlamda cennet, her fiyata var.
‘Size kaç ton lazım’ diyenler, ‘kaç koli’ diyenler, ‘sürekli mi alacaksınız yoksa tek parti mi’ diyenler, ‘günlük olarak adrese teslim’ diyenler.
Anladım ki memleket yumurta kaynıyor.
Toptan ve biraz fazla alınca, inanın sudan ucuz.
Oh rahatladım.
Yalnız son konuştuğum Yalovalı üretici Ali Beyi biraz zorladım galiba ki, adam bana sinirlenmeye başladı.
-Yahu kardeşim çürük malı niye tutalım burada, depolarımız var, o depolarda malın bekleme süresi var satıldı satıldı, satılmadı yallah çöpe.
-Yazık değil mi Ali Bey?
-Niye yazık olsun çürüyor mal.
-Çürük yumurta işe yaramıyor demek ki.
-Yaramaz tabi çürük yumurta’nın kokusu iğrençtir.
-Nasıl anlıyorsunuz?
-Neyi?
-Çürüdüğünü?
-Bekletme süresi dolunca kontrol ediyoruz, olmadı kırıp bakıyoruz ne durumda diye.
-Peki, elinizde bekletme süresi dolmuş yani çürümeye yüz tutmuş kaç ton-koli malınız var?
-Ne yapacaksınız çürük yumurtayı beyefendi, yenilmez-kullanılmaz, zehirler adamı. Pastacı filan mısınız?
-Yok değilim, benimki merak.
-Araştırma yapıyorsanız söyleyeyim pasta fabrikalarına, bisküvi fabrikalarına yetiştiremiyoruz bazen. Onlar günü geçmiş-gelecek dinlemezler, yeter ki ucuz olsun alırlar. Ama sizin gibi böyle, peşinen çürük isteyenini hiç görmedim-duymadım desem yalan olmaz.
-Ben hayırlı bir iş için kullanmak istiyorum.
-O zaman bir iki kuruş daha indiririz, yani yaparız bir şeyler.
-Ama böyle kırılınca, o iğrenç dediğiniz koku bulaşsın ortalığa istiyorum, hani yapışınca çıkmasın, lekesi kalsın atılan yerde.
-Tamam buluruz. Olmadı sizin için bekletiriz fazladan, tam istediğiniz kıvama gelir, ne kadar lazım?
-Bir kamyon.
-Ellilik koliler var, yüzlük koliler var, siz koli sayısı bildirin.
-Şöyle diyelim Ali Bey, memlekette pisliğe bulaşmış ne kadar yiyici-hırsız-dolandırıcı, hak gasp eden, ihlalci, yolsuzlukçu, istismarcı, halkı kandırıp günde beş vakit yalan söyleyen, yardakçı, liboş-dönek, işbirlikçi, köşe dönücü, katil varsa işte onlara yetecek kadar istiyorum.
-Ha anladım. Ama işin zor be kardeşim. Ülkenin tüm yumurtalarını toplasan yine baş edemezsin!
-Olsun siz yine de elliliklerden üç bin koli gönderin, parası da peşin. Benim gücüm şimdilik bu kadarına yetiyor.
Sonunda anlaştık, Yalova yakın, taşıma ücreti de fazla tutmuyor.
Anlayacağınız, baktım ki meslek karın doyurmuyor, tiyatro her geçen gün daha kan kaybediyor; elinde oyunun olsa oynayacak sahne yok, sahne buldun seyirci dipsiz kuyuda, uğraş dur. Bıktım, ben de yumurtacılığı akıl ettim. Bari memlekete bir hayrımız dokunsun dedim!
Dilerim yanılmam, görüldüğü kadarıyla şimdilik işe yarıyor.
Önümüzdeki dönem, bu üç bin koli çürük yumurtayı elimden çıkardım çıkardım, çıkaramadım vay benim halime, vay memleketin haline.
oaydinoaydin@gmail.com
13 Aralık 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder