tag:blogger.com,1999:blog-35429455779102500762024-03-05T03:49:32.334-08:00AnlamakORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.comBlogger114125tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-20707067907915379602012-01-27T13:07:00.000-08:002012-01-27T13:08:06.405-08:00“Kimi ölüler bize ne kadar yakın ve yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü.”<br />19 yıl olmuş.<br />Gün gibi anımsıyorum. <br />Katledilişinden dört ay önce bir uçak yolculuğunda bana anlattıkları gerçek oldu.<br />“Aklımızın da gözlerimiz gibi açık olması gerekiyor, insan kim kimdir anlayana kadar olup bitiyor her şey. Ölüm bu; nereden geleceği belli değil!”<br />Öyle de oldu. <br />Gaziosmanpaşa’da evinin önünde bir hain tuzak kuruldu.<br />Gökyüzüne yükselen ses, kuşları vurdu kanatlarından, hava kan koktu.<br />Patlayan bombanın parçaladığı bedenden kopanlar, Çankaya sırtlarından dağılarak katillerin, katil sevicilerin alınlarının orta yerine yapıştı.<br />O gün bu gündür canilerin suratlarına sıçrayan kan aynı yerdedir.<br />Ama asıl benim yüreğimi burkan, cenaze törenindeki binlerce şemsiyenin altında gözyaşlarıyla susan insanlığın durumudur!<br />Ankara caddeleri, sokakları simsiyah bir yalnızlığa bürünmüş, haykırışlar nefeslerimizde düğüm olmuş, çaresizliğimize ise yağan yağmurla birlikte söylenen şarkı eşlik etmeye başlamıştı.<br />“Yiğidim aslanım burada yatıyor”<br />Oysa bir çalı süpürgesiyle toplanıp torbalara doldurulan beden, bizim de bedenimizdi.<br />Anlamıyorduk.<br />Kurulan hain tuzak hepimiz içindi.<br />Bilemiyorduk.<br />Patlayan bomba, bir kindar namussuzluğun, alçaklığın, düşmanlığın, ta kendisiydi.<br />Çözemiyorduk.<br />Oysa yazmıştı bütün bunları.<br />“Giresun’daki köylüler sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler sizin için öldük. Adana’daki paramparça elleriyle pamuk toplayan işçiler sizin için öldük.”<br />İnsanlık tarihimizde darağaçlarında sallanan yüreklere, kurşunlanan, ateşe verilen canlara, zindanlarda çürütülen onurlu direnişçilere ne yapıldıysa ona yapılan da oydu.<br />Katiller ise hep aynıydı. <br />Aynı cahil cesareti örgütlenmiş karşımıza dikilmişti.<br />“Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına bizleri bir şafak vakti ipe çektiler”<br />Bugün de öyle değil mi?<br />Yayınlanmamış kitaplar suçlu, gazeteciler-yazarlar hapiste, baskısı binlerce yapılmış kitapların yeni baskıları yasak.<br />Tertiplere ve madrabazlıklara boyun eğmeyenler suçlu.<br />Hayatlarını ve yaşam alanlarını korumak isteyen köylüler “hain.”<br />Örgütlenip sendikal haklarını talep eden işçiler, işsiz.<br />Ülkesinin tam bağımsızlığını isteyen devrimci onurları anmak suç.<br />Yumurta atan öğrenciler içerde, memleketi soyan hırsızlar, namussuzlar dışarda.<br />Ülkeyi santim santim pazarlayıp satmak ‘şerefli’ olmakla eş değer, bağımsızlık istemek ‘vatan hainliği’ ile.<br />Yargı gasp edilmiş, hukuk adliyelerden kovulmuş.<br />Ordu “hizaya getirilmiş”, polis cemaatin ön bahçesi olmuş.<br />Basın işgal edilmiş.<br />Sağlık sistemi çökertilmiş.<br />Eğitim özelleştirilmiş, dinci gericiliğin-yobazlığın ellerine teslim edilmiş.<br />Cemaat insan avına çıkmış.<br />Ayrımcılık adalet sayılmış.<br />Azınlık hakları gasp edilmiş.<br />Ülke katil seviciler cenneti olmuş.<br />Vatan işgal, akıllar dinciliğe esir edilmiş.<br />“İmam hatip okulları ne işe yarar? Bunlar imam hatip olmuyorlar. Yargıç, savcı oluyorlar, kaymakam oluyorlar. Yapılan bir araştırma kaymakam yetiştiren bölümlerdeki öğrencilerin yüzde 41’inin ilahiyat kökenli olduğunu gösterdi. 2000 yılına doğru baktığımızda vali ilahiyat fakültesi mezunu, emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak ve günü gelecek bir imam hatipli Başbakan, başka bir imam hatipli Cumhurbaşkanı olacak.”<br />Evet, öyle oldu.<br />Günü geldi ve Mumcu’nun söylediklerini hayat doğruladı.<br />Şimdi yaşamlarımız esir edilmeye çalışılıyor.<br />Ülkenin akıl ayarlarıyla oynanarak, “Cumhuriyet’ten intikam” sesleri inletiyor yeri-göğü. <br />Elbette buradan da bir çıkış yolu vardır.<br />Umut tükenmedi, tükenmeyecek.<br />Her gün yeni acılara uyansak da başı dik ve onurlu binlerce yürek var.<br />Yeter ki anlayalım çektirilen kahrı, yaşatılan zindan hayatını ve unutmayalım; “Cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan insanın böyle bir toplumda, mezar taşı gibi susmamasıdır”<br />oaydinoaydin@gmail.com<br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />...<br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />.ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-7815023303957904882011-10-10T12:06:00.001-07:002011-10-10T12:06:25.204-07:00Eylemci…<br /><br /><br />Günün hangi saatinde olursa olsun, Galatasaray Lisesi’nin önünde öyle upuzun yatar bulursunuz onu.<br /><br />Mevsimlerin önemi yok.<br /><br />Sanki orada doğmuş gibidir, orada doğmuş ve orada büyümüş.<br /><br />Önünden gelip geçenlere diker gözlerini, tanıdıklarına bakakalır.<br /><br />Dostlarının verdikleriyle yetinmesini bilecek kadar alçakgönüllüdür.<br /><br />Lise bahçesindeki kedilerle yemeğini paylaştığına ben tanığım.<br /><br />Şimdilerde yaşlandığını gözlüyorum, daha dingin, ağırbaşlı ve sakin.<br /><br />On yıl önce daha genç, daha canlıydı tazı gibi! <br /><br />Çocuklarla oynamayı sever, kuyruk sallayıp gülücükler doldurur yüzüne. <br /><br />İstiklal’de bir eylem yapılmaya görsün, en önde onu görürsünüz.<br /><br />Başı dik, gövde gergin bir yay gibi.<br /><br />Adeta atılan her slogana eşlik edercesine yürür.<br /><br />Korkuyu yenmiş!<br /><br />İnsan dostlarına yol arkadaşlığı yapıyor.<br /><br />Onlarca kez, İstiklal Caddesini dolduran kalabalığın içinden alkışlandığına tanık oldum!<br /><br />Dönüp bakmadı bile.<br /><br />Gazetelerde, TV haberlerinde görüntüleri yayımlandı, hiç oralı olmadı.<br /><br />O hep kendi halinde kaldı. Hiç böbürlenmedi.<br /><br />Sokağına-caddesine-meydanına-kentine-barınağına-özgür yaşamına sahip çıkan biri olarak, görevini yapmayı sürdürüyor.<br /><br />Eylemci Köpek’ten söz ediyorum. <br /><br />Adını kendi de bilmez.<br /><br />Her eylemci dostu ona bir ad vermiştir.<br /><br />Bir sokak köpeğinin onlarca adı olması ve hangi ad ile çağrılırsa çağrılsın yanıtlayıp hemen yanınıza gelmesi de şaşılacak şey olsa gerek.<br /><br />Zaten eğer eylem için ordaysanız ve yürüyüşe geçecekseniz çağırmanıza gerek yoktur.<br /><br />O görevini bilir.<br /><br />Lise’nin önünden yürüyüşe geçen tüm eylemci gruplara eşlik eder.<br /><br />Son durak neresiyse oraya kadar gelir.<br /><br />Yürünülen yer, Taksim Meydanı ya da Dolmabahçe olsun onun için fark etmez. Siz son sözü söyleyip dağılana kadar sizinledir.<br /><br />İnsanların dağıldığını anladığında, koştura koştura Galatasaray’daki yerine döner ve yeni bir eyleme kadar da oradan kıpırdamaz.<br /><br />Geçtiğimiz hafta canını yaktılar.<br /><br />Bu insan dostuna biber gazları ve coplarla saldırdılar.<br /><br />Yine en önde başı dik ve gururla yürürken, polisler göstericilerden intikam alırcasına onun üstüne hücum ettiler.<br /><br />Tüm bedenine-yüzüne-gözüne biber gazı sıktılar.<br /><br />Önce direndi. Dişlerini gösterdi. Sonra önünü görmez olunca, yığıldı caddenin ortasına.<br /><br />Yardım etmek isteyenlere izin vermedi.<br /><br />Bu saldırıdan hemen sonra onu görenler, bir sokak köpeğinin acılar içinde kıvranan bir insan gibi nasıl böğüre böğüre ağladığına tanıklık ettiler.<br /><br />Lise’nin kapısı önünde iniltiler içinde saatlerce kıvrandı, sonra kendiliğinden dinginleşti.<br /><br />Önüne konan yiyeceklere aldırış etmedi. Saatlerce su içtiğini gördüm.<br /><br />Şimdi yine, insan olan insan dostlarının eyleme geçmesini bekliyor, biliyorum. <br /><br />Bu yazıyı okuduğunuz günün akşamı Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği, Taksim’den başlayıp Beyoğlu Belediyesi’nin önüne kadar yürüyecekler. A. Misbah Demircan efendinin son uygulamaları için istifasını isteyecekler.<br /><br />Onlarla birlikte olacaktır.<br /><br />Cumartesi günü sabah 11’de bu kez mimarlar ve dostları, Kent Kültür ve Demokrasi başlığı ile Sinop-Hatay ve Van’da yapılan etkinliklerin finali için Galatasaray Lisesi önünde buluşup, AKM’ye kadar yürüyecekler.<br /><br />Onlarla da birlikte olacaktır.<br /><br />Kokusuna bile dayanamadığı biber gazını artık biliyor.<br /><br />Gerçek dostlarının kim olduğunu aklına yazmış durumda.<br /><br />Korkusuz, gururlu ve başı dik bir dost, eylemlerinize destek verip ortak olmak için sizi bekliyor.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-74953013672106030872011-10-04T05:03:00.001-07:002011-10-04T05:03:25.373-07:00Güzelleme…<br /><br />Başvuru yapan 328 tiyatrodan 162’sine toplam 3 milyon 500 bin Lira yardım vermekle övünen Kültür Bakanlığı, destek verdikleri tiyatroları, ajansları, dernekleri açıkladı.<br /><br />Kenterler gibi Türkiye tiyatrosuna saygın katkılar sunmuş bir kurumun adı listede yer almazken, ‘yaptıkları tiyatro mu dur, değil mi dir?’ tartışmasını doğuracak birçok yeni yapıya da destek olundu.<br /><br />Bakanlık tasarrufu ile oluşturulan komisyonun yine Bakanlığın saptadığı kıstaslara göre hareket ettiği açık.<br /><br />Ancak ortada, “ilk kez bu kadar tiyatroya bu kadar para verildi” diyerek övünülecek bir durum yok!<br /><br />Bu en azından ayıptır.<br /><br />Dağıtılan para, aynı tiyatrolara gelen seyircilerin ödediği bilet parasından ve alınan vergilerden üretilen bir fon olduğu için ayıptır.<br /><br />Bu fonu pay edenler bu ülke de bir oyunun hangi koşullarda üretildiğini bilmiyorlar mı?<br /><br />Salon koşullarından, kira bedellerinden, turne maliyetlerinden, oyuncu ve teknik kadro giderlerinden, sigortalardan, vergilerden haberleri var mı?<br /><br />Bütün bunlar düşünüldüğünde dağıtılan rakam, gerçekten üç kuruştur! <br /><br />Ama aynı devlet ve aynı devlet’in kurumları her konuda olduğu gibi bu alanda da çifte standart uygulamaktan geri durmamıştır.<br /><br />Fazlaca uzaklara gitmeye gerek yok. Yürütücüleri arasında Kültür Bakanlığı’nın da olduğu 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın sanat adına neler yaptıklarını anımsatmak yetecektir.<br /><br />2010 Ajansı, bakanlığın tiyatrolara dağıtacağı rakamın çok daha fazlasını yalnızca 3 filmin yapımı için vermiştir!<br /><br />Filmlerden, "Mahpeyker, Kösem Sultan" ile "Şenlikname, Bir İstanbul Masalı" için 3 milyon "Sultanın Sırrı" filmine 1 milyon 900 bin Türk Lirası ödendi.<br /><br />Toplam 4 milyon 900 bin Lira.<br /><br />Bu filmlerin senaryoları çok mu iyiydi ya da Avrupa Kültür Başkenti için oluşturulan formata çok mu uygundular?<br /><br />Bilinmiyor.<br /><br />Ama bunların hiçbir estetik ve sanatsal değerleri olmadığı, seyirci karşısına bile çıkartılamayacak kadar kötü oldukları; gericilik, Osmanlıcılık ve ırkçılık propagandaları ile bezeli oldukları biliniyor.<br /><br />Ülkenin tüm saygın sinema eleştirmenleri-insanları da aynı şeyleri düşünüyorlar ki, "bunca tarihi zenginlik varken neden kartondan saraylar?”, "hazine çakması teneke parçaları”, “kazulet yabancı oyuncular için mi harcandı bu paralar?" “kaçıncı yüzyıldayız?”, “ bu filmler bizi hiçbir yerde temsil edemez” diye yazdılar.<br /><br />Bu filmlerden yalnızca Mahpeyker sinema salonlarına girdi. Seyirci durumu vahimdir.<br /><br />Film geçtiğimiz hafta TV’de gösterildi. Reytingleri de yerlerdedir.<br /><br />Diğer iki filmin ise, ne sinema ne TV şansları bile olmadı.<br /><br />Güzelleme güzellendiği gibi kaldı<br /><br />Ajans’ın tüm uygulamaları için, buna AKM de dâhildir “hesap vermeleri gerekir” deyip, savcılara suç duyurusunda bulunduk.<br /><br />Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı 2011/3034 sayılı kararıyla, “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.<br /><br />Dosya kapandı.<br /><br />Bu kadar olsa iyi! <br /><br />Bu skandalın yaşandığı sıralarda yine aynı bakanlık bir başka skandala daha imza attı.<br /><br />2010 yılında ‘destekleme kararı’ aldığı 21 sinema filmine yalnızca 5 milyon 561 bin Türk Lirası vermeyi uygun buldu!<br /><br />Yanlış okumadınız 21 filme 5 Milyon 561 Türk Lirası.<br /><br />Her birine kuş gagası kadar!<br /><br />Kaldı ki bu paralar ipotek karşılığı ödeniyor ve öyle tamamını hemen alma şansınız hiç yok.<br /><br />Bu 21 yapımın yönetmenleri arasında ülkenin en saygın sinemacıları-yönetmenleri ve her biri bir diğerinden başarılı senaryolar vardı.<br /><br />Deyim yerindeyse sıfır bütçeyle çekilen filmlerin birçoğu sinemalarda seyirci buldular, ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödüller aldılar.<br /><br />Şimdi sormak gerek Bakan Beye: Ne ile övünüyorsunuz?<br /><br />Daha dün diyebileceğimiz uygulamalarınızı unutalım mı?<br /><br />Siz, yandaşlarınızı kayıran-kollayan, devletin olanaklarını sonuna kadar bu insanların emrine sunan ama bağımsız sanat alanlarına-sanatçılara karşı buyurgan-alan daraltan ve gerektiğinde yasakçı davranan bir koltukta oturuyorsunuz.<br /><br />Devlet, sanatçının üretip çoğaltması için katkılar sunar ve yurttaşlarının da bu üretilenlerden eşit biçimde yararlanması için ortamlar hazırlar. Kolaylaştırıcı davranır ve de bunun bir hak olduğunu yasalarla belirler.<br /><br />Bir yandan yandaşlarına devletin tüm olanaklarını sunarken, diğer yandan tiyatrolara dağıtmak durumunda olduğu ‘üç kuruş’ denecek para için göz boyamaya yeltenmez, böbürlenmez.<br /> <br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-11523516425235146042011-09-27T01:28:00.001-07:002011-09-27T01:28:18.722-07:00Ferman…<br />Çabuk unutuyoruz.<br />Her şeyi ama her şeyi çabuk unutuyoruz.<br />Olaylar ülke gündemine bir balon gibi geliyor yine bir balon gibi sönümlenip gidiveriyor.<br />Fazla değil iki ay önce Beyoğlu Belediyesi’nin İstiklal Caddesi başta olmak üzere, tüm ilçede başlattığı uygulama unutuldu gitti<br />Oysa ‘masa sandalye savaşı’ denen halkı ve esnafı bezdirme, sindirme, hiçe sayma, ortak yaşam alanlarına açıktan saldırı uygulaması, son hız devam ediyor.<br />Polis destekli zabıtalar kılıç kalkan ekipleri gibi sokaklara dalıp, ne buluyorlarsa parçalayarak kamyonete yükleyip götürüyorlar.<br />Bu arada insanlara yapılan hakaretin de bini bir para. <br />Turistler, halk ve esnaf kötü bir ‘orta oyunu’ izler gibiler.<br />En son tanık olduğum olay, akıl kuşatıcı cinsten.<br />Kahve ve barların bulundukları sokaklara zabıtalar için erkete diken esnaf, haberi alır almaz masa sandalyeleri içeri taşımaya koştururken, zabıta ve polisler ‘Allah Allah’ diye çalışanların üstüne saldırdılar.<br />Ortada gözüken birkaç masa-sandalye derdest edildi.<br />Kent eşkıyaları gibiler. <br />Ne bir uyarı yapılıyor ne bir tutanak tutuluyor.<br />Gülünç, acı ve sinir bozucu.<br />Olaya müdahale edenlere karşı, ellerinde coplar ve biber gazlarıyla polis bir adım öne çıkıyor.<br />Mis Sokak’ta yaşadığım bu olay, Beyoğlu Belediye Başkanı A. Misbah Demircan efendinin bölge halkını-esnafını-çalışanlarını düşman yerine koymasının işareti olsa gerek!<br />Bir ferman ile başlayan bu savaş, daha da süreceğe benziyor.<br />Esnaf’ın işgaliye ödeyerek koydukları masa-sandalyeler için açtıkları “hak gaspı” davalarından da bir sonuç çıkmayacaktır.<br />Sorarlar adama, ‘kimi kime şikâyet ediyorsun be gafil’ diye!<br />Mahkemeler yüzünüze kapanır.<br />Kırılan-parçalanan-gasp edilen eşyalar için açılan davalar ise, sürer de sürer.<br />Olay ortaya çıktığı günlerde üst üste eylemler yapıldı.<br />Esnaf birleşip yürüdü.<br />Hukuksuzluğa dikkatler çekildi dinleyen olmadı, hak ihlallerine dikkat çekildi dinleyen olmadı.<br />Başkan efendi, randevu taleplerini kabul etmeyip medya yoluyla adeta meydan okudu ve açıklamayı yaptığı gece hızını alamamış olacak ki, sokak müzisyenlerini de kaldırma kararı verdi.<br />“Bir tek müzisyen kalmayacak” ferman’ı verilince, iki saat içinde İstiklal’in sesi yok edildi.<br />Polis destekli zabıtalar; kukla oynatıcıların kuklalarına saldırdılar, müzisyenleri tartakladılar, keman-gitar-saz gibi enstrümanları tutukladılar.<br />Tutuklayamadıklarını parçaladılar.<br />Bir kaç bağırtı-çağırtı, bir kaç basın açıklaması, iki kitlesel yürüyüş daha yapıldı.<br />Sokak müzisyenlerine nasıl olduysa ‘izin’ çıktı ama masa-sandalye düşmanlığı sürdürüldü.<br />Bütün bu süreçte haftanın her günü İstiklal Caddesini dolduran kalabalıklar, sustular-pustular teslim oldular. Kentlerine, sokaklarına, caddelerine, ortak yaşam alanlarına sahip çıkmadılar. <br />Biat etmenin böylesi az görülür!<br />Asıl beni şaşırtan hak arama mücadelesinin de tamamıyla bitmiş olması.<br />Masa-sandalyeler toplatılınca işlerinden olan ve üç bin gibi bir sayıyla ifade edilen, garson-komi-bulaşıkçı gibi çalışanlardan hiç ses çıkmıyor.<br />Anladık büyükçe çoğunluğu ‘kaçak işçi’ durumundalar. Sigortaları yok, sendikaları yok, iş güvenceleri hiç yok ama şimdi onurlarından başka kaybedecek hiç bir şeyleri olmadığına göre, neden susuyorlar?<br />Dünyanın dört bir yanında emekçiler gelecekleri için sokaklara dökülürken, sistemlerin acımasız politikalarına karşı direnirken, benim ülkemin halkı neden teslim bayrağını çekiyor?<br />Korkuyorlar.<br />Kendi başlarına bela ettikleri bir kara akıldan korkuyorlar!<br />Birlikte ortaya çıkışın tüm korku duvarlarını parçalayıp-yıkacağını, haklarını da ancak böyle alabileceklerini bilmiyorlar mı?<br />Çalışanların içlerinde, üniversite öğrencileri ve göç ettirilmiş ailelerin çocukları çoğunluktaymış.<br />Kaderleri ortak! <br />Sormak gerekiyor bu genç insanlara; eğer şimdi birleşip ortaya çıkmayacaksanız, ilerdeki hayatınızın hangi diliminde başı dik ve erdemli olacaksınız?<br />Ne zaman kötü gidene ve kötülüğe karşı çıkacaksınız?<br />Beyoğlu Belediyesi’nin bu Osmanlı dayatmacılığına karşı ortak ses olamayan sivil toplum örgütlerine, bölgede merkezleri bulunan kültür-sanat-sanatçı örgütlerine ve hemen her eylemde Beyoğlu’nu merkez seçen siyasi yapılara da bir çift sözüm var.<br />TV kanallarında boy gösterip “ne yaptıysak Beyoğlu’nun iyiliği için yaptık” diyen A. Misbah Demircan sizce de ‘iyilik mi’ yaptı?<br />“Seçilmiştir, ne yapsa yeridir” diyerek, sizler de susmayı mı yeğliyorsunuz?<br />oaydinoaydin@gmail.com.ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-28057058081034977662011-09-20T06:28:00.003-07:002011-09-20T06:29:00.673-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh9IVWR0oKv0HDds3M1-Tnl28KzRAbTv83IKame6YFfRoVxlqffVsZXne61swfM5AcLz-_PaagRRfig_zQu8YQSskftf3TCnOXGEoBE5hYBfsP5unN6rQOaI11XcgZqs4UEy-TLjTGlNZy/s1600/gala3_03.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 213px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh9IVWR0oKv0HDds3M1-Tnl28KzRAbTv83IKame6YFfRoVxlqffVsZXne61swfM5AcLz-_PaagRRfig_zQu8YQSskftf3TCnOXGEoBE5hYBfsP5unN6rQOaI11XcgZqs4UEy-TLjTGlNZy/s320/gala3_03.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5654433252567493314" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-45284687220903598822011-09-20T06:28:00.001-07:002011-09-20T06:28:20.042-07:00ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-10210408050533282772011-09-20T06:21:00.002-07:002011-09-20T06:23:05.532-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3OtdPb-kBSvzUfTZu6miXDaItDhQyr8AUzH6xGgkKUdjaLOF5KyvtLWyEXCM4Fd8RRjKp3wqUpMmhzOSlp5z-yRMX-4ccUzpt3XPTPqiXxrqnRbDeRAxhbO2Oa9k7YpCmNLhwAub3RDP-/s1600/canbaba.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 186px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3OtdPb-kBSvzUfTZu6miXDaItDhQyr8AUzH6xGgkKUdjaLOF5KyvtLWyEXCM4Fd8RRjKp3wqUpMmhzOSlp5z-yRMX-4ccUzpt3XPTPqiXxrqnRbDeRAxhbO2Oa9k7YpCmNLhwAub3RDP-/s320/canbaba.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5654431723979356978" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-24429713305577163542011-09-20T06:21:00.001-07:002011-09-20T06:21:25.501-07:00Bayramlık…<br /><br /><br />Basında en çok haber yapılanlar, Somali çıkartmasında kıvıran ‘sanatçılarmış’.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Ramazan ayı boyunca iftar çadırı kurmayan tek AKP li Belediye kalmamış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Cumhuriyet Halk Partisi 45 bin adet ilahi CD’si dağıtmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Başbakan, Somali için cemaatlerden nakit para talep etmiş, onlar da ‘emriniz olur’ demişler.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Can Baba’nın saldırıya uğrayan mezarı için Kültür Bakanı, ‘olmamalı bu tür şeyler’ demiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Koruma Kurulları yasası çöpe atılmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Köprüler, oto yollar satılığa çıkarılıyormuş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />10 bin yeni HES için ihale hazırlıkları yapılıyormuş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Akkuyu Nükleer santrali için ağaç katliamları başlamış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Deniz Feneri davasının savcıları görevlerinden alınmışlar.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Doğalgaz, elektrik ve su için büyük zam hazırlığı varmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Ataması yapılmayan öğretmenlerin ataması yine yapılmayacakmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Ülkedeki kuran kursu sayısı 8 bin 696 buralara giden öğrenci sayısı ise 297 bin 247 imiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />TMMOB bünyesindeki tüm meslek odaları, Çevre Bakanlığı’na bağlı birer müdürlük haline dönüştürülecekmiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />İ. Melih, Atatürk Orman Çiftliği’nden sonra, ODTÜ ormanına gözünü dikmiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Belediyelerin topladığı temizlik ve çevre vergileri beş kat artacakmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Dünyanın en fazla borcu olan belediyeler sıralamasında, Ankara ve İstanbul ilk on içinde yer alıyormuş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Davutoğlu, “Libya’nın yeni yönetimiyle iç içeyiz” demiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Abdullah Gül, “tek adamla yönetilen tüm Arap ülkeleri, sonlarının geldiklerini anlamalılar” demiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Başbakan, ‘ne krizi yok öyle bir şey’ demiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Ekonomiden sorumlu bakan, ‘altın, döviz ve piyasalardaki alt-üst oluş, ekonomisi sağlam olan ülkemiz için önemsiz’ demiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Maliye Bakanı’na göre, iç borç ve dış borç rakamları ekonomiyi denge de tutuyormuş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />DİSK raporuna göre, son bir yılda yoksulluk ve işsizlik rakamları iki katına çıkmış.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Tüketici Hakları Derneğine göre, ülke halkı yolsuzlukları sineye çekmiş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Memleketin aklı evvel tüm yandaş medyasına göre; kentlerde, dağlarda insanlar öldükçe, kan oluk gibi aktıkça ‘ülke huzura’ eriyormuş.<br /><br />Şaşırmadım.<br /><br />Bugün günlerden bayrammış!<br /><br />Hiç şaşırmadım.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-84348381749575979522011-09-20T06:20:00.001-07:002011-09-20T06:20:08.579-07:00Cehalet…<br /><br />Dünya Barış Günü’nde Kadıköy Meydanı’nda yapılmak istenen miting, provoke edilince ortalık karışıyor.<br /><br />Taş-sopa-biber gazı-panzer, ortalık savaş alanına dönüyor.<br /><br />Katılımcılar duraklara saldırıyor, bankalara saldırıyor ve tiyatro binasına taş yağdırıyorlar.<br /><br />Kanım donuyor.<br /><br />Dünya Barış Günü’nde tiyatro binası taşlanıyor!<br /><br />Otobüs duraklarından koparılan parçalar, kaldırımlardan sökülen taşlar, pankart sopaları Haldun Taner Sahnesi’ne savruluyor.<br /><br />Oyun afişleri parçalanıyor, giriş kapısının camları indiriliyor.<br /><br />Bu insanların yaşları 15 bilemediniz 18.<br /><br />Düşmana saldırır gibi saldırıyorlar.<br /><br />Grubun içinden bu duruma karşı koyan, engelleyen birilerini arıyor gözler.<br /><br />Yok.<br /><br />Polis şeflerinin kıs kıs sırıttığını görüyorum!<br /><br />“Bu ne acayip bilmece”<br /><br />Bu insanlar, faşist bir komploya karşı savunmasız kaldıkları için mi yapıyorlar bunu, yoksa TC’ye ait her yer, her kurum, her yapı ‘düşman’ olduğu için mi?<br /><br />Bu parti, bu çocuklara eğitim verme gereği duyuyor mu?<br /><br />Yoksa sayıları binlerle ifade edilen bu insanlar, potansiyel bir güç olarak kendi bildiklerini yapmaları için ‘başıboş özgür mü’ bırakılıyorlar? <br /><br />Bu sorular yanıt bekliyor.<br /><br />Ülkenin demokratikleşmesi için mücadele ettiklerini söyleyenler ve getirip çıtayı çatının üstüne koymayı hedefleyenler bu soruları önce kendileri için yanıtlamak zorundalar.<br /><br />Anlaşılıyor ki bu yapının içinde bir ‘eğitim çalışması’ yapılmıyor. Saflarına kim gelirse gelsin bağra basılıyor.<br /><br />Sonuç ortada.<br /><br />“Denetimsiz güç, güç değildir” sözü bir kez daha doğrulanıyor.<br /><br />Saldırıya sanat alanlarından reaksiyon verilmemesi de ayrı bir sorun.<br /><br />Mezar saldırısıyla, heykel saldırısıyla, tiyatro binası yıkmakla, tiyatro taşlamak aynı şeyler değil midir?<br /><br />Neden susuluyor, kimden korkuluyor?<br /><br />Adı ‘Barış İçin Sanat Girişimi’ olan ve kalabalıkça bir sanatçı toplamından oluşan grup, bu durum için ne düşünüyor?<br /><br />‘Bu harala-gürele arasında bir sıkışma sonucu yaşanmış önemsiz bir durum’ diye olup biteni geçiştirmeye kalkmak, en yakın tarihte yapılacak olası bir miting sırasında, aynı saldırının daha da büyüğüne zemin hazırlamak değil midir?<br /><br />Herkes aklını başına toplamalıdır.<br /><br />Gericiliğin saldırdığı kültürel dokular, sanatsal yaratılar için sanat alanları bas bas bağırırken susanlar; sisteme eklenip pusanlar, perde gerisinde AKP ile pazarlık peşine düşenler, şimdi de susarak, yan bahçenin çocuklarıyla ‘iyi geçinmenin’ hesaplarını yapıyorlarsa, yanılırlar.<br /><br />Tiyatrolar insanlığın ortak evleridir. Bu yapılara saldırmak; yıkıp, yakıp, taşlamak insanlık suçudur.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-4845497800622672672011-09-20T06:17:00.000-07:002011-09-20T06:18:20.414-07:00Yalana esir düşmek ve sonrası…<br /><br />Meslek alanımızda ‘Oyuncular Sendikası’ adıyla kurulan yapı, zar-zor da olsa istenilen toplantı sayısına erişerek, ilk genel kurulunu yapıp resmi kimliğini kazandı.<br /><br />Ancak, “meslek haklarımızı alacağız, telif ücretlerimizi alacağız, sosyal güvencelerimizi alacağız, çalışma koşullarımızın düzeltilmesi için çalışacağız” diyerek seçilenler; hangi ülkede yaşadıklarının ve hangi siyasi aklın egemenliği altında olduklarının saptamasını bile yapmaya gerek duymadılar.<br /><br />Bu yapı, ‘kuruluş çağrısı’ adıyla yaptığı ilk toplantıda da önermelere, eleştirilere kulaklarını tıkamış, tek merkezden yönetilen bir akıl ortaya koyarak bildiklerini okuyacaklarını dillendirmişti!<br /><br />İlk kuruluş toplantısında tarafımdan yapılan konuşmada, “oyunculuk, bu ülkenin çalışma yasalarında meslek olarak tanımlanmıyor, bu tanımlama olmadan yani yasalarda bir düzenleme yapılmadan yeni bir sendika kurma girişiminde bulunmak, alanımızda var olan ve çoğumuzun üyesi olduğu Sinema Emekçileri Sendikası’na karşı bir yarılma oluşturmaktır. Ülkenin durumunu görmemek ve bu duruma göre mevzilenmemek şaşırtıcıdır. Tüm sistemin ele geçirildiği bir süreç yaşıyoruz. Çalışanların sendikal hakları tırpanlanıyor, örgütlenmelerin önüne setler çekiliyor. AKP, Uluslararası Çalışma Örgütü kararlarını tanımıyor. Taşeronlaşma iş yaşamının başındaki en büyük beladır. Tekel işçilerine uygulanan 4C şimdi opera-bale-senfoni ve tiyatro için yolda. Alanlarımızdaki tüm sorunlar ortaktır. Set çalışanlarıyla, kamera gruplarını, yazarlarımız ile ışıkçılarımızı, yönetmenler ile oyuncularımızı ayrı ayrı tartıya sokmak elimizi güçsüz kılar, bölünme ve yarılma yaratır. Bu kimin işine gelir? Buzdağını görmemek tuhafıma gidiyor. Aynı ülkede yaşıyor, aynı işleri yapıyoruz ama farklı pencerelerden bakıyoruz. Bu ülkenin savrulduğu uçurumu görmeden, tespitlerimizi buna göre yapmadan örgütlenme için alınacak her karar; hayal kırıklığı yaratacak, alandaki mücadele istemini törpüleyecek ve geriletecektir.”<br /><br />Salondan destek sesleri yükselince, kürsüde mikrofonu elinde bulunduran arkadaşlar, her şeyi çözdüklerine inandıkları sihirli cümleyi ünlediler “yasa değişecek sözünü aldık”.<br /><br />İşte o an, ortalığa saçılan pis kokuyu algılamamak için aptal olmak gerekir diye düşündüm. <br /><br />Toplantı kayıtlarına göz atılınca görülecektir.<br /><br />Avukat Burhan Gün, AKP ile yapılan görüşmeleri ‘detaylarına girmeye gerek duymadan’ aktarmaya çabaladı.<br /><br />Anlaşıldı ki AKP, ‘kurun siz sendikayı biz yasayı düzeltiriz’ diye söz vermişti.<br /><br />‘AKP’nin aklıyla yola çıkılamayacağını bunun bir aldatmaca olduğunu’ söyleyince, aklı evvel yandaş sesler ,‘bu bir fırsat kaçırmayalım’ diye seslerini yükselttiler. <br /><br />Otel salonunu dolduran oyunculara, ‘liberalizm’ dersleri vermeye soyunan bildik isimler, “her şeye muhalif olmak iyi değildir” vecizesine sarılıp, nutuklar çektiler.<br /><br />Cihat Tamer’in “Hak verilmez alınır. Bizi aptal yerine koymanız aptallıktır” diye düşüncelerini net biçimde tanımlaması, bardağı taşıran ama kürsüdekilerin ve salondakilerin dikkate almadığı bir gerçeklik olarak ortada çınlarken, sesler kalabalıklaştı.<br /><br />Yanıt verme yarışına giren bazı kurucu üyeler, “ Ben AKP’li değilim” diye savunmaya geçtiler.<br /><br />Tartışma büyümek üzereyken salonu terk ettim.<br /><br />Aradan aylar geçti, işlemler tamamlandı, sendika kuruldu.<br /><br />Peki, AKP’nin verdiği söz ne oldu?<br /><br />Yanıtı açık, bir başka bahara kaldı, yani yalan oldu.<br /><br />Ama yarılma gerçekleşti.<br /><br />SİNE-SEN üyesi 15 kişi, kurulan sendikaya üye olmak için istifa etti. Arkası da gelecektir.<br /><br />Genel kurulda söz hakkımız olur muydu bilemiyorum ama TKP’nin 91. yaşını selamlamak için Kartal yollarına düşmemiş olsam, söyleyeceklerim vardı.<br /><br />Süslü-püslü sözlerle sisteme karşı mücadele edilmez.<br /><br />Tüm sanat alanlarının sorunları ortaktır.<br /><br />Çözümü de ortak bir devrimci mücadeleden geçer.<br /><br />Sisteme eklenmeyi aklına koyanlar kaybedeceklerdir.<br /><br />Meydanlarda arsızca, “yetmez ama evet” diye AKP politikalarına alkış tutup destek olanları, kürsülerine çıkıp halkı, ‘AKP’ye oy vermeye çağıranları’ baş tacı ederseniz, buradan mücadele edecek bir çoğul çıkaramazsınız. <br /><br />Ülke işçi sınıfının, emekçilerinin verdikleri hak-eşitlik-örgütlenme ve özgürlük mücadelesine sırt dönülerek sanatçı olunmaz.<br /><br />Ve evet, Cihat Tamer ağabeyim sonuna kadar haklıdır. Hak verilmez alınır.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-80101804423511109972011-08-15T15:14:00.001-07:002011-08-15T15:14:43.663-07:00urun...
<br />
<br />
<br />İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin önündeki tanıtım panolarında süslü-püslü bir 'bilgilendirme' boy gösteriyor.
<br />
<br />"Yargı kararları nedeniyle AKM'de onarım çaşlışması yapılamıyor"
<br />
<br />Şimdi yine, bağırıp-çağırıyor bu adam diyecekler ama, ayıptır ayıp!
<br />
<br />Bunun adı, halkı sürü yerine koymak, sürece tanıklık edenleri ve taraf olan bizleri karalamaktır.
<br />
<br />Böylesine bayağı-sıradan, kafa karıştırıcı bir yolla meseleyi tek yanlı afişe etmek, ahlaki değildir.
<br />
<br />Dilimizde tüy bitti.
<br />
<br />AKM için alınan 'yürütmeyi durdurma' kararının dayanağı, Koruma Kurulu kararları doğrultusundadır.
<br />
<br />O bina 'kültürel varlık' olarak onanmıştır; orada aklınıza estiği gibi bir onarım-düzenleme-yenileme çalışması yapamazsınız.
<br />
<br />Yapmayı tasarladığınız tadilatla yapının yüreği yerinden sökülüyor, bina tüm sanatsal işlevini yitiriyor.
<br />
<br />Bu yüzden yargı başvurumuzu kabul etti ve karara bağladı.
<br />
<br />Neden bu gerçeği paylaşmıyorsunuz?
<br />
<br />Yüreğiniz el veriyorsa, 'dürüst' iseniz o ilanların yanına yargı kararını da asın, bilgilensin bu halk.
<br />
<br />Bitişiğine de tadilat için, 2010 Avrupa Kültür Başkenti fonundan aktarılan ve iç edilen paranın miktarını da yazın!
<br />
<br />Ne sanıyorsunuz, 'şimdi sanat sezonu açılıyor, İstanbul yine salonsuz, birileri çıkıp konuşacak, AKM'nin hesabını soracak.
<br />"Üstünden bunca zaman geçti mesele unutuldu, biz ne söylersek bu halk inanır" diye mi düşünüyorsunuz?
<br />
<br />Yanılıyorsunuz.
<br />
<br />Bu ülkenin mimarlarını- kent planlayıcılarını-mühendislerini-sanatçılarını, bu alanda karşınıza dikilen örgütlerini aptal mı sanıyorsunuz?
<br />
<br />Bunun böyle olmadığını bin kez anlamış olmalıydınız.
<br />
<br />'Sabun köpüğü gibi üste çıkmak böylelikle insanları yanıltmak ve buradan siyasi bir kazanım elde etmek' dürüstlük oldu da bizler mi bilmiyoruz.
<br />
<br />Ertuğrul Günay ve bu ülkeyi yöneten akıl, bir kez olsun kültürel değerlere, kalıtlara sahip çıkanlara kulak verseler kıyamet mi kopar?
<br />
<br />İki aya kalmaz, Taksim Meydanı ve Tarlabaşı Bulvarı üzerinde 'trafiği yeraltına indirme' çalışmalarına başlayacak, ardından
<br />tarihi yarım adaya uzanacak ve ekranlardan gördüğümüz o ucube köprüyü dikmek için yıkımlar yapacaksınız.
<br />
<br />Tüm Taksim ve çevresi, Haliç'e kadar büyük bir şantiyeye dönüşecek.
<br />
<br />İş makinaları kentin yüreğine dalacak ama insanlar ne olup-bittiğini bilmeyecekler.
<br />
<br />Yine bildiğinizi okuyacaksınız.
<br />
<br />Projeyi halkla paylaşmayacak-bilgilendirmeyecek, böylelikle tartışmaların önünü tıkayacaksınız.
<br />
<br />'Bu kent babanızın tapulu malı mı?' diye sormazlar mı sanıyorsunuz?
<br />
<br />Tarlabaşı'ında yapılan yıkımların, insanları sokaklara atmanın, baskılar yoluyla evlerini boşaltmanın saklı kalacağını,
<br />kimseciklerin seslerini çıkaramayacağını düşünüyordunuz.
<br />
<br />Ne oldu?
<br />
<br />UNESCO'dan bile yanıt aldınız.
<br />
<br />Aynı durum yeniden yaşanmayacak mı sanıyorsunuz?
<br />
<br />Kendini 4. Murat yerine koyup, Beyoğlu'nu zaptiyeleri ile kuşatan akıl tüm dünyanın gündemine düşmedi mi?
<br />
<br />Dünya basını sizleri, 'İran mollarına' benzetiyor.
<br />
<br />Bu sizin için övünç kaynağı olsa gerek!
<br />
<br />Beyoğlu'nda kaç insan işsiz kaldı haberiniz var mı?
<br />
<br />Esnaf kan ağlıyor, zararlarının haddi hesabı yok.
<br />
<br />İnsanları durduk yerde kışkırtyorsunuz.
<br />
<br />Arkanızdan her gün, her saat, her dakika küfür üstüne küfürler ediliyor.
<br />
<br />Günü geldiğinde, bu küfürlerin yüzünüze yüzünüze savrulmayacağının bir garantisi var mı?
<br />
<br />Durun artık, durun!
<br />
<br />Bir kentin tarihsel ve kültürel dokusunu bozmak-yıkmak, insanların yaşam alanlarına saldırmak suçtur.
<br />
<br />Hem de 'nitelikli' bir suçtur.
<br />
<br />Bu suçun hesabı sorulmaz mı sanıyorsunuz?
<br />
<br />Yanılıyorsunuz, bin kez yanılıyorsunuz.
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />oaydinoaydin@gmail.com
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-33420640410286572722011-07-12T03:11:00.000-07:002011-07-12T03:12:08.958-07:00stalık...<br /><br /><br />Memleketin ne yanına baksanız içinizi karartan onlarca şey görüyorsunuz.<br /><br />Ülke bereketli, topraktan adeta pislik fışkırıyor.<br /><br />İnsanın sabrı zorlanıyor kardeşim,'sıka sıka ağızda diş kalmayacak!'<br /><br />AKP, yargının üstünde tepine tepine yargıyı, ordunun üstünde tepine tepine orduyu, bürokrasiyi, sağlığı, eğitimi kendine<br />tapınan hale dönüştürdükçe, memleket zil takıp oynuyor.<br /><br />Sıra futbol rantını iç etmeye geldi.<br /><br />Tilki gibi kurnazlar.<br /><br />Madem orada bunca pislik kol geziyordu şimdiye kadar neredeydiniz diye sormazlar mı adama?<br /><br />Seçim öncesi bassaydınız ya düğmeye.<br /><br />Yargının elinde toplanan veriler, belgeler yeni mi geçti elinize; nasıl oldu, bir gece vakti gökten zembille mi indiler?<br /><br />Bu ülkeyi dokuz yıldır kim yönetiyor?<br /><br />Akıl küpüsünüz!<br /><br />Böyle bir lacivertliği seçim öncesi yapsaydınız eğer, AKP'nin iplerini kendi ellerinizle çekerdiniz, bu gerçek bilinmiyor, konuşulmuyor mu sanıyorsunuz?<br /><br />Deniz Fener'i için yapılan yutturmaca operasyonu da afiyetle yememizi istiyorsunuz.<br /><br />Milyarlarca dolarlık dolandırıcılığı, hırsızlığı dört kişiye yıkıp, işi aklayacaksınız öyle mi?<br /><br />Nasıl olacak peki?<br /><br />Partinizin içinde-dışında, bu namussuzluğa kol-kanat germiş, yemiş-içmiş, semirmiş, o paralarla şirketler, okullar, ajanslar kurmuş, gazeteler çıkarmış<br />televizyon kanalları türetmiş, ihaleler kapmış, memeleketi beton yığınına çeviren inşaatlar dikmiş kaç kişi var?<br /><br />Bu isimlerden kaç tanesi ile ortaklığınız söz konusudur, kaç tanesi halen para musluğudur?<br /><br />Hepsinden önemlisi şimdiye kadar nerdeydiniz, olay dünya basının gündemine düştüğünden beri, Almanya'da yargı'sahtekarlık, hırsızlık' <br />kararı verdiği günden bu güne ne yaptınız? Belgelerin karartılması için mi beklendi, neydi amaç?<br /><br />Bu konuda haber üreten yazan çizen insanlara, etmediğiniz kalmadı, şimdi de bu konudaki gazete yazılarını sansürletmeye kalkıyorsunuz<br /><br />Ne demeli? Ne yapsanız azdır.<br /><br />Ustalığınızı kanıtlamak zorundasınız.<br /><br />Bazı konularda geç kaldığınızı iletmek isterim.<br /><br />'Ucube Heykel'i nasıl yerle bir ettiyseniz, Atatürk Kültür Merkezini de yerle bir etmelisiniz, orada koskaca bir rant öyle atıl duruyor yazık!<br /><br />Artık önünüzde hiçbir engel yok.<br /><br />Değiştirin koruma kurulu üyelerini, atıyacağınız yandaşlar yapının üstündeki tescil'i anında kaldırırlar,<br />bizim aldığımız yürütmeyi durdurma kararı da kadük olur.<br /><br />Ancak, Kars'ta yaptığınz dualı yıkım töreninin daha büyüğünü Taksim Meydanında yapmalısınız.<br /><br />Fatih Camii imamını çağırın lütfen, duayı o zat ettirsin, besmele çeken kalabalığın içinde ise Hadi Uluengin, Hıncal Uluç ve Cüneyt Özdemir gibi yandaşlarınız olmalılar.<br /><br />Canlı yayınlar yapılmalı.<br /><br />Ülkenin başı ve Kültür Bakanı birer konuşma yapmalı, ardından İstanbul Belediyesi'nin mehter takımı sahne almalı ve dozerleriniz işi bitirmeli.<br /><br />Çekinmeyin, işiniz kolay.<br /><br />Nasıl olsa, bu büyük yalana inanan ve onunla yaşamayı 'erdem' sayan yüzde ellilik bir toplam, işi tapınma boyutlarına kadar vardırmış durumda.<br /><br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-54094174814495729042011-06-27T09:53:00.001-07:002011-06-27T09:53:44.115-07:00Öfke yapmak…<br /><br />Ülkenin orta yerinden alevler yükseliyor.<br /><br />Bu toz-duman dinecek, kara bulutlar dağılacak, memleket sakinleşecek mi?<br /><br />Hiç sanmıyorum.<br /><br />Kargaşa, keşmekeş, her tür kriz ve tüm bunlardan son damlasına kadar beslenen bir siyasi cambazlık, pişkinliğini en utanmaz-arlanmaz boyuta kadar taşıyor.<br /><br />Olup bitenleri örtmek için beylerden yükselen sesler, ‘ileri demokrasi’nin tüm ipuçlarını ele veriyor.<br /><br />“Yargı’nın işine karışamayız”, “Hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesine izin veremeyiz”, “Anlaşılıyor ki yeni kanunlara, anayasal düzenlemelere ihtiyaç var”<br /><br />Ama hepimiz yaşıyor, görüyor ve anlıyoruz ki, ‘yargı makamları’ denen kurumlar, AKP’nin genel müdürlükleri gibi çalışıyorlar.<br /><br />“İstikrar” denen şey, tam da bu olsa gerek.<br /><br />Halkın yüzde ellisi, yani ‘iki kişiden biri’ bu kara akla oy verdiğine göre hiç bir mesele yok!<br /><br />İyi de olmaz ki bu kadar da boyun kırılmaz, bu kadar da kul köle olunmaz ki be kardeşim.<br /><br />Dinci basına bakıyorum, adamı nerdeyse ‘peygamber’ ilan edecekler. Tapınma boyutuna varan övgülerin ardı arkası kesilmiyor.<br /><br />Döneklerin kuşattığı gazetelerin köşe yazılarına bakıyorum, hepsi balkon konuşmasında kalmışlar, lafı evirip-çevirip başbakana şükranlarını sunuyor.<br /><br />Aziz Nesin’in kulakları çınlıyor olmalı.<br /><br />Bir halk, cahil-aptal yerine ancak böyle konulur.<br /><br />Sokaklarda dostlarla karşılaşıyorum, çoğunluk benim gibi ‘küfürbaz’ olmuş.<br /><br />Büyükçe bir bölümü de şaşkın.<br /><br />“Nerede yaşadığımı bir kez daha anladım”, “Bu kadarını beklemiyordum”, “Terk etmeli bu ülkeyi, sanatmış, edebiyatmış, aydınlanmaymış, onurlu başı dik insan olmakmış, bağımsızlıkmış, eşitlikmiş bu insanların umurunda değil, boşuna çabalıyoruz.”<br /><br />Bu yakınmaları anlamakta zorlanmıyorum ama taşın altına elini koymayanların böyle yüksek bir yerden ahkâm kesmeleri de beni daha da küfürbaz ediyor.<br /><br />Ya tamamıyla teslim olma işaretleri verenlere ne demeli.<br /><br /> “Oyun mu, ne oyunu sezona perde açmamayı düşünüyorum. Yeter buraya kadarmış. Zaten belediye salonunun peşinde. Alıp alış-veriş merkezi yapmak istiyorlar. Veririm olup biter, bende basar giderim yalnızlığıma fena mı?”<br /><br />Bunları duyunca önce kalakalıyorum, sonra biraz üstüne gidince ses renginin değiştiğini algılıyorum. “Boş ver inan değmezmiş, ben bu halka kendimi anlatamadım 35 yıldır yazdıklarımı oynadım, tiyatrom yakıldı, yasaklandık, canımıza kast ettiler susmadık ama şimdi yol tükendi”.<br /><br />“Hayır, yapamazsın” diyorum, “Görüşmeliyiz, bak bu gün senin salonunda toplanmış onlarca genç komünist geleceğin TKP’sini konuşuyor, daha çalışkan daha kavgacı, daha coşkulu bir gelecek için kolları yeniden sıvadıklarını söylüyorlar. Yaşları 19-20. Bu ülkede bu kadar onurlu yurttaşın olması, bizim de geleceğimiz için bir işaret değil midir?”<br /><br />“Benim baharım tükendi, içim hep karakış”<br /><br />Nâzım Oyuncuları olarak Van'da sahneye taşıdığımız, Yaşar Kemal Usta’nın Kırmızı Deynek şiirinden bir bölüm okuyorum.<br /><br /><br /> “…Ben bu dünyayı sizin başınıza çalarım<br /> Ben bu dünyadan öfke yaparım,<br /> Kudurmuşluk yaparım,<br /> Sözden öfke yaparım<br /> Atkuyruğu kılından,<br /> Şahin teleğinden öfke yaparım.<br /> Karınca ayağından,<br /> Örümcek ağından öfke yaparım,<br /> Gölgeden öfke,<br /> Böcekten,<br /> Tekmil böceklerden öfke yaparım.<br /> Demirden, bakırdan, çelikten, tunçtan,<br /> Kayadan, taştan, elinizdeki atomdan,<br /> Gagarinden,<br /> Bütün bebeklerin, doğmuş doğacak bebeklerin,<br /> Doğmuş doğacak eniklerin,<br /> Doğmuş doğacak bahar taylarının,<br /> Doğmuş doğacak buzağıların,<br /> Doğmuş doğacak civcivlerin,<br /> Doğmuş doğacak kertenkelelerin,<br /> Gözlerinden öfke yaparım,<br /> Kudurmuşluk yaparım<br /> Aynalardan atom yaparım.<br /><br /> Ulan neyinizle öğünüyorsun be<br /> Yabanıllar, kan içiciler, verin o elinizdeki oyuncağı…”<br /><br /><br />Uzunca susuyor telefondaki ses sonra,“Öfke yapmak ne kadar da zor ve ne kadar da kolaymış meğer” diyor. <br /><br />İçim coşuyor.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.com.ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-85414349887230279292011-06-20T11:36:00.001-07:002011-06-20T11:36:39.641-07:00Artvin…<br /><br />Balkon konuşmasının ardından yaşananlar, başbakan efendinin önümüzdeki süreçte yapacaklarının tüm ipuçlarını ortaya koydu.<br /><br />Anladık ki ‘olgunluk’ döneminin AKP’si ‘hepimizi kucaklamaya’ geliyor.<br /><br />Neden derseniz, 12 Haziran gecesi höykürülen ‘barış, kardeşlik, helalleşme’ gibi sözler, karşılığını buluyor da ondan.<br /><br />Sol, sosyalizm düşmanlığının doruğa çıkarıldığı Hopa operasyonunun ardı sıra, tüm yurtta dur durak yok.<br /><br />Başını kaldırana gözaltı, cop, biber gazı, panzer, tazyikli su, işkence.<br /><br />Artvin halkına, çevre ilçe ve köylerdeki devrimcilere cezalar kesilmiş!<br /><br />Bölge halkının şimdiye kadar görüp-tanımadığı bir ‘vurucu tim’ Artvin ormanlarında, kırlarında, derelerinde, yaylarında insan avına çıkmış durumda.<br /><br />Halk çocuklarını ‘ihbar etmeye’ zorlanıyor.<br /><br />Direnişle karşılaşınca da işkencenin, kötü muamelenin, orantısız gücün bini bir para!<br /><br />Şavşat’ta baskı ve gözaltılar ailemin üyelerine kadar uzandı. Jandarma, gece yarıları köylerimize baskınlar düzenliyor. <br /><br />Buradan ilan ediyorum, tutuklanıp Erzurum cezaevine gönderilen tüm kardeşlerimin başına gelecek olanların sorumluları Başbakan, Artvin Valisi, Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığıdır.<br /><br />Hopa vahşetinin Ankara ve İstanbul’da protesto edilmesini sindiremeyenler, boş durmadılar Ankara’da onlarca devrimciyi gözaltına aldılar.<br /><br />Derdest edilip içeri alınanların arasında, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı da var.<br /><br />Bir siyasal partinin genel başkan yardımcısın böylesi sudan gerekçelerle tutuklanmış olması, tam da AKP yargısına-polisine yakışacak bir durumdur.<br /><br />Başbakan ve kurmaylarının, Hopa direnişinin tüm yurda yayılmasından ‘Azrail’den korkar gibi korkuttukları’ anlaşılıyor.<br /><br />AKP, adı ‘Metin’ olan her yurttaştan ürküyor!<br /><br />Elbette bu yaşatılan zulüm, bu ülke için bir ilk değil.<br /><br />Korku duvarı yaratma-sindirme-baskı altına alıp yok etme-işkenceler ile susturup ezme-gerekçesiz biçimde tutuklayıp hapse atma-işkence yapıp sakat bırakma operasyonlarını, 12 Mart ve 12 Eylül’de binlerce kez yaşadık.<br /><br />Karadeniz’in çocukları bu süreçlerin en iyi tanıklarıdır.<br /><br />Evlatlarının yarısını kurşunlara diğer yarısını mahpus damlarına veren halk o günleri, o günlerin yarattığı derin acıları unuttu sanılmasın.<br /><br />Şavşat, Ardanuç, Hopa, Arhavi, Artvin merkez, faşizme karşı onurlu direnişin simgesi olmuş vatan topraklarıdır.<br /><br />Tıpkı Fatsa gibi.<br /><br />AKP’nin asıl korktuğu da budur.<br /><br />Biliyor ki orada eşitlik ve özgürlük için yakılacak bir meydan ateşi, tüm ülkeyi saracak kadar güçlü olabilir.<br /><br />Çünkü Çoruh vadisi, yatağına sığmayan, terbiye edilemeyen Çoruh nehrinin ve onu tüm coşkusuyla sahiplenen insanlığın evidir. <br /><br />Bu bölge, teslim alınmış-sindirilmiş-gericileştirilmiş ve bir o kadarda yoksullaştırılmış Kadir Topbaş efendinin Yusufeli ilçesine hiç benzemez.<br /><br />Hırçınlığın, söz dinlemeyip, kendi sözünü ortaklaştırmanın adı olarak bilinen bu topraklar, Laz, Hemşin, Gürcü halklarının sımsıkı beraberliklerinin, kardeşçe bir arada yaşamalarının da adıdır.<br /><br />Ne derelerin önüne setler çekilip suların ticarileştirilmesine, ne de bu tür aşağılıkça saldırılara, zulme boyun eğmeyeceklerdir.<br /><br />Birlikte göreceğiz.<br /><br />‘Derelerin Kardeşliği’ daha da büyüyecek ve satılık tek damla suyumuzun olmadığını tüm dünya duyacak.<br /><br />AKP’nin bölgede sürdürdüğü operasyonların bu birlikteliğe uzanmasının tek nedeni budur.<br /><br />Bölgeyi, kan emici HES şirketlerine peşkeş çeken akıl, bu akla karşı çıkan halka, devrimcilere kin ve nefretle saldırıyorsa, bunu başka türlü açıklamanın anlamı da yoktur.<br /><br />Zulmün padişahı bilmelidir ki; Artvin’e bir dokunursan, bin ah çekersin.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-7252033717269950952011-06-13T10:18:00.001-07:002011-06-13T10:18:50.470-07:00Ondan şikâyet, bundan şikâyet…<br /><br /><br />Sizin de içiniz kalktı biliyorum, sizin de kusasınız geldi!<br /><br />“Ne bu kardeşim, bu kadar da olur mu, adam her iki kişiden birinin oyunu aldı”<br /><br />“Nasıl iş bu, aklım almıyor, bu halk bu kadar geri olabilir mi?”<br /><br />“Adam diktatör, halk diktatörleri seviyor, ne diyorsa inandırıyor, inanıyorlar”<br /><br />Bu ve benzeri onlarca fikir beyan eyleyen yüzlerce insanla karşılaşmanız mümkün.<br /><br />Ama buzdağının ardındaki gerçek olduğu yerde duruyor.<br /><br />Nereye bakarsanız bakın, AKP’den şikâyeti olanların içinde, seçim sonuçlarından memnun ve mutlu olan kimsecikler bulamayacaksınız.<br /><br />BDP dışında.<br /><br />BDP güçlü bir çıkışla istediği çıtaya yakın sonuç aldı.<br /><br />Bu iradenin neleri ne kadar başarabileceğini-değiştirebileceğini birlikte göreceğiz.<br /><br />Kaybedenlerin yakarışlarındaki-şikâyetlerindeki ortaklık da şaşırtıcı geliyor bana.<br /><br />“Bu kez olmadı yenisine bakacağız, mücadele yeni başlıyor”<br /><br />Tamam, anladık olmadığını görüyoruz ama bu anlayış böyle sürdüğü sürece yenisini beklemek beyhude değil midir?<br /><br />Bu anlamda sistem partilerinin ne halt ettiği beni hiç ilgilendirmiyor. Al birini vur ötekine.<br /><br />Ancak görüyorum ki doğru yerde durup, gerçeği söylemek yalnız başına hiçbir şey ifade etmiyor, sonuç ortada.<br /><br />Ne yapmalıyız-nasıl yapmalıyız tartışmaları başladı başlayacak.<br /><br />Toplumu dönüştürebilecek, bireylerin aklını gericilik kuşatmasından kurtarabilecek, devrimcileştirecek yeni bir ufka gereksinme olduğu ise açık.<br /><br />Sözü eğip bükmeden söylemeyi yeğleyenlerden biri olarak, sanat alanında üretilenlerle kitleleri buluşturarak, azımsanmayacak bir güç kotarılabileceğine inanıyorum.<br /><br />Bunun hem ülkemizdeki sınıf mücadelesi tarihinde hem tüm insanlık mücadelesinde onlarca örneği var.<br /><br />Açıkça söylemek gerekir. Benim ülkemde sanatçılar; mitinglerde-eylemlerde kurulan sahnelerden üç-beş süslü cümle kurdurmak, iki şarkı, bir türkü söyletmek ve şiir okutmanın dışında ‘işe yaramıyorlar’! <br /><br />Nedense, ürettiklerimize el uzatarak onları geniş yığınlarla buluşturma iradesi hep öteleniyor.<br /><br />Ben son on yıldır ‘kimin için üretiyoruz’ sorusunun yanıtını arıyorum. Sağıma dönüyorum kuşatma, soluma dönüyorum kuşatma!<br /><br />Oysa üretilen oyunları, şarkıları, operaları, baleyi, senfoniyi, filmleri, yazılan romanları, şiirleri, öyküleri, çizilen karikatürleri, boyanan tuvalleri, yontulan heykelleri hayatı ve insanı değiştirmek için kavganın içine atmak; hiçbir siyasal yapıyı eksiltmez, aksine çoğaltır, zenginleştirir, büyütür, geliştirir ve erginleştirir.<br /><br />Önümüzdeki süreçte, bu yeni olmayan önermenin düşünülmesini-tartışılmasını ve hayatla buluşması için kanalların kadar açılmasını umuyorum.<br /><br />Yoksa ‘ondan şikâyet bundan şikâyet’ durumu, sürüp gidecek.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-76309522931952048372011-06-07T01:12:00.001-07:002011-06-07T01:12:18.386-07:00Tanıklık…<br /><br /><br />Kars’ta İnsanlık Anıtı, tekbir sesleriyle kesilip-biçilip-yıkıldı çöplüğe atılıverdi, kimin umurunda?<br /><br />Kars Belediyesi,’ halkını heykelsiz bırakmama’ kararı almış!<br /><br />“Kent’in simgeleri bal ve kaşardır”<br /><br />Hemen kollar sıvanmış ve heykellerin yapımı için ihaleye çıkılmış.<br /><br />Kars halkı dört gözle bal ve kaşar heykellerini bekliyor. <br /><br />Her sabah ballarına bandırıp, kaşarlarını dilimleyip yan gelip yatacaklar!<br /><br />Oh ne güzel!<br /><br />Ertuğrul Günay bu fırsatı kaçırmamalı, hemen Kars’a gitmeli, ayıbını örtmeli ve heykellerin temel atma törenlerinde başbakana eşlik etmeli.<br /><br />Dualar okunmalı, mehter takımı Ermenistan’ı gören bir tepenin üstünden ‘ceddin deden, neslin baban’ diye bir adım ileri iki adım geri atarak avazı çıktığı kadar bağırmalı; kuzular, danalar, kazlar boğazlanmalı, hem bakan efendinin hem başbakan efendinin alnına kan sürülmeli!<br /><br />Fena mı olur?<br /><br />Alın size, Başbakan’ın sanatçılara “müsvedde” diyebilmesi için yeni bir olanak daha!<br /><br />Ballı, kaşarlı bir küfür ki, yemede yanında yat.<br /><br />Sevgili okur bu utanmazlık, içinde birlikte yol aldığımız 21. yüzyılda, bizim ülkemizde yaşanıyor.<br /><br />Şaşakalmıyor musun?<br /><br />Kars halkı gibi, ülke yurttaşlarının hemen hepsinin, sanat düşmanlığına boyun kırmaları seni hüzne boğmuyor mu?<br /><br />Ben bir kez daha utanıyorum.<br /><br />Dilerim bu utanç bir başka dünyalının hayatını kuşatmaz!<br /><br />12 Haziran günü yine boynunu eğip, bu sanat düşmanlığına evet dersen kim bilir daha neler gelecek başına.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />İstanbul’da Taksim Meydanının orta yerindeki AKM yerle bir edilecek.<br /><br />Yargının iplerini ele geçiren ve bir kukla oynatıcısı gibi ip çeviren başbakan, önce bu anıt yapının, ‘yürütmeyi durdurma kararını’ kaldırıp çöpe atmak için, harekete geçecek.<br /><br />Koruma Kurulu üyelerini değiştirecek, yeni kurul üyelerini kendisi saptayacak ve bu kurulun ilk işi, AKM üstündeki ‘tescili’ kaldırmak olacak.<br /><br />Oradan da tıpkı Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yerinde olduğu gibi, bir beton yığını fışkıracak.<br /><br />Ekranlardan izledik. <br /><br />Kendileri bizzat açıkladılar. “Taksim ve Tarlabaşı trafiği yerin altına inecek, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı bölgesi yeni bir düzenlemeyle, ‘yeni yüzüne’ kavuşacak”<br /><br />Sözü edilen bölge sit alanıymış, Koruma Kurulu kararları varmış filan, umurunda olmayacak.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />13 Haziran günü düğmesine basılacak olan yeni anayasa tartışması, ülkenin gündemini kasıp-kavururken olacak bunlar.<br /><br />Bizler, söz konusu anayasanın içinde-dışında, “sanat ve sanatçı hakları” ile ilgili sözcükler bulmak için yırtınırken, diğer yandan sanat kurumlarımız darmadağın edilecek.<br /><br />Devlet tiyatroları, opera, bale ve senfoni tarihe karışacak.<br /><br />4C kapsamına alınacak olan bu kurumların bölge müdürlükleri kaldırılacak.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />Müzelerin özelleştirilmesi için ilk adım olan, ‘gişelerin pazarlanması’ süreci ile başlatılan uygulama hızlanacak.<br /><br />Bazı para babaları, ağızlarından sular fışkırtarak-salyalar saçarak bekliyorlar o günü.<br /><br />Ören yerleri, kütüphaneler zaten pazarlandı, ağ genişletilecek. “Devletin işlettiği tek taş yığını kalmayacak” <br /><br />Özel tiyatrolara ve sinemaya ayrılan fon, yeni düzenlemelerle tamamen tırpanlanacak.<br /><br />Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı adıyla iki ayrı bakanlık öngörüldüğü için, Kültür Bakanlığı bütçesi, serçe gagası kadar bile olmayacak.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />Kitaplar-dergiler yasaklanacak, yazarlar-çizerler-sanatçılar-gazeteciler tutuklanacak.<br /><br />İnternet ortamında siyah sayfalar boy gösterecek, hem de öyle bir değil beş değil, on değil, binlerle karartılmış alanla karşılaşacaksın.<br /><br />Haberleşme, bilgi edinme özgürlüğün budanacak.<br /><br />Yeni anayasa önermesi, kültür merkezleri adıyla çalışmalarını sürdüren tüm yapıların çanına ot tıkayacak.<br /><br />Her biri üstündeki denetim sıkılaştırılacak ve ‘destur’a’ uymayanlar cezalandırılacak.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />Kültür mirası İstanbul kentinin ve tüm ülkenin tarihsel dokusu en keyfi biçimiyle tahrip edilecek. <br /><br />Kazı alanlarına oteller, moteller, tatil köyleri, alış-veriş merkezleri dikilecek.<br /><br />Galata, Haydarpaşa, Tarlabaşı, Sütlüce bugünkü dokularını yitirecek.<br /><br />Bu alanlar aç gözlü ve yedikçe iştahı kabaran bir namussuzluğa kurban verilecek.<br /><br />Projeler ortada.<br /><br />Yeni binlerce beton yığını konut, yeni köprü ve yeni boğaz; doğa ve çevre katliamından başka ne ifade ediyor?<br /><br />Üç-beş aç zengin biraz daha semirsin diye binlerce ağaç kesilecek, su havzaları yok edilecek, bitki örtüsü talan edilecek, ekolojik denge bozulacak, ormanların içinden gökdelenler yükselecek, yaşam alanları daraltılacak.<br /><br />Dahası var.<br /><br />Uzaklardan değil yakınlardan yükselen seslere göre, ülke kan gölüne dönecek.<br /><br />Zaten olmayan barışa kara çalmak için, kılıçlar çoktan çekildi.<br /><br />Acılarımızı daha da büyütmek üstüne, birileri kanlı hesaplar yapıyor.<br /><br />Öte yandan, ülkenin bilim adamları her gün yeni bir gerçeğin altını çiziyorlar.<br /><br />“Ekonomideki gizli açık çığ gibi büyüyor. Bu inat böyle sürdükçe, yolsuzluk-işsizlik-yoksulluk daha da büyüyecek, ülke uçurumun dibine itelenecek”<br /><br />Sendikal hakların tamamıyla budandığı, kendinden olmayanların yaşam hakkının kalmadığı yeni bir döneme doğru yol alıyoruz.<br /><br />İmam; ordusuyla, polisiyle, yargısıyla, topuyla, tüfeğiyle, küfrüyle, hakaretiyle, ucubeleriyle top yekûn saldırıya hazırlanıyor.<br /><br />Başını kaldıran tüm onurlu insanlık, “eşkıya” diye karalanacak.<br /><br />Hayatlarımız kuşatılacak.<br /><br />Gelecek de bir gün gelecek.<br /><br />Boynumuzu büküp, tüm olup-bitene seyirci kalmak da bir yoldur, başı dik ve onurlu davranıp boyun eğmemek de.<br /><br />Tanıklık edeceğiz.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-86071867761102832011-06-07T01:10:00.000-07:002011-06-07T01:12:02.211-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpNmtOVYUdr3R5y-TfVA3IoAxTv9cSRrursf17oWNrYC8vQ-TLXWe8SYzX0uO90QF-GVF9DQ26JvHut4OahLps-93rwH0wpsoRCkp7uGPAwxFV3EvcgeeeDvzahaDXP7RQS-CIZKSw_vIe/s1600/3+HAZ%25C4%25B0RAN+NHKM+BAH%25C3%2587E....jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpNmtOVYUdr3R5y-TfVA3IoAxTv9cSRrursf17oWNrYC8vQ-TLXWe8SYzX0uO90QF-GVF9DQ26JvHut4OahLps-93rwH0wpsoRCkp7uGPAwxFV3EvcgeeeDvzahaDXP7RQS-CIZKSw_vIe/s320/3+HAZ%25C4%25B0RAN+NHKM+BAH%25C3%2587E....jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5615387488914436658" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-14374899328820114522011-05-30T04:15:00.001-07:002011-05-30T04:16:02.512-07:00Düşmanlık…<br /><br />Bir yanda imama ve ordusuna biat edecekleri belli olanlar; diğer yanda söz üstüne akıl koymayı kotaramayan Kılıçdaroğlu’nu ağızları açık izleyenler ve ırkçılığın yaşadığı kapanlar, kitlelerin ilgisini çekiyor! <br /><br />Memleket panayır yeri.<br /><br />Her tür kör dövüşünü izlemek bedava.<br /><br />Anlıyoruz ki küfrün-hakaretin-saygısızlığın bini bir para olunca, seyirci keyif alıyor!<br /><br />Bizim alanda da bu hep öyle olmuştur. <br /><br />Bir oyunda belden aşağı espriler- küfürler- bayağılık varsa, o oyunun gişe şansı yüksek olur!<br /><br />Ancak şu içinden geçilen zaman, siyasal ahlakın dibe vurduğu kara bir dönem olarak tarihteki yerini alacaktır.<br /><br />‘Adamların ağzı torba değil ki büzesin’, ülkeyi-dünyayı-insanı algılama yetileri bu kadar.<br /><br />Bu arada, yukarda bağırtı-çağırtı sürerken, aşağıda sanat düşmanlığında sınır yok.<br /><br />Devlet Tiyatroları Antalya Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen Tiyatro Festivalinde yaşananlar, dinci gericiliğin sanat düşmanlığına tanıklık etmemizi sağladı.<br /><br />Festivalin konuk ülkelerinden İsrail’in Cameri Tiyatrosu, deyim yerindeyse canını zor kurtardı.<br /><br />ADAP adlı bir çatı örgütü altında birleşen Antalyalı yobazlar, oyunu sabote etmek için organizasyon yapıyorlar ve ekip geldiği gibi ülkesine geri dönüyor.<br /><br />Ne yapmak istediklerini en açık biçimiyle ifade ediyorlar. “"Platformumuza bağlı dernek ve vakıflardan 10 üyemizin Mavi Marmara gemisinde bulunmaları ve İsrail'in kanlı vahşetlerini görmüş olmaları, bu oyunun Antalya'da ve Türkiye'de oynatılmasını rahatsızlık verici olarak değerlendirmemize sebebiyet vermiştir"<br /><br />Sözü edilen dernek ve vakıfların içinde, İHH ve Mazlum-Der başı çekiyorlar.<br /><br />Bu örgütler ve bileşenleri bu ülke için şeriat özlemiyle yanıp-tutuşan ve bu uğurda cihada karar vermiş örgütlerdir. İnsani yardım adıyla yapılanların tamamı bu şemsiyenin altında gizlidir.<br /><br />Adamlar en açık biçimiyle tehditler savuruyor, toplu bilet alarak saldırı için organize oluyorlar, yetmiyor basın açıklaması yapıp amaçlarını dillendiriyorlar; ama AKP’nin bölgedeki iş bitiricileri susuyor, CHP susuyor, kitle örgütleri susuyor.<br /><br />Antalya Valisi ağzını açıp tek kelime etmiyor. Antalya Emniyeti de öyle. Kültür Bakanı beyefendinin umurunda değil, DT Genel Müdürlüğünden de hiçbir açıklama yok.<br /><br />DT Antalya Müdürü Selim Gürata’nın ve konuk ülke tiyatro oyuncularının içine düşürüldüğü durumu varın siz tahmin edin!<br /><br />Antalya, benzeri ırkçı ve gerici saldırıyı son Altın Portakal organizasyonunda da yaşamıştı.<br /><br />Üç-beş çapulcunun hezeyanı dikkate alındı ve uluslararası bir yönetmen apar-topar ülkesine gönderildi!<br /><br />Bize de meseleyi, yönetmeni, yaptıklarını, çektiği filmleri tartışmak düştü.<br /><br />Irkçı saldırı ise birileri tarafından sineye çekildi.<br /><br />Sanata düşmanlıkta bir ikinci örnek de İzmir’den geldi.<br /><br />Yeni Kapı Tiyatrosu’nun oyuncu-yönetmeni Nazlı Masatçı, İzmir Emniyet Müdürlüğünün emriyle gözaltına alındı.<br /><br />Gerekçe evlere şenlik, “oyun oynayarak halkı askerliğe karşı soğutmak”.<br /><br />Arkadaşımız çıkarıldığı savcılıkta bu suçlamayla karşılaşınca şaşakalmıştır herhalde ya da benim gibi küfürbaz olmuştur.<br /><br />Anlaşılıyor ki imamın ordusu, sanatçıları her yerde “takibe almış” durumda. Nazlı elbette ‘suçu üstlenmeyip’ başı dik biçimde oyununu yeniden oynamak için tiyatrosuna döndü ama dava sürüyor.<br /><br />Bu mesele için de kimselerden ses-seda çıkmadı.<br /><br />İleri demokrasi kahramanları suskun,<br /><br />İzmir’den vekilliğe aday Kültür Bakanı zat suskun.<br /><br />CHP suskun, kitle örgütleri suskun.<br /><br />Bilmiyorlar ki insanlık tarihinde sanat yoluyla işlenmiş tek suç yoktur.<br /><br />Bir sanat yaratıcısının ‘vicdani ret’ konusunu ya da herhangi bir konuyu işleyen oyun yazması-oynaması-sahnelemesi, resim yapması, fotoğraf çekmesi, film üretmesi, roman-öykü yazması, karikatür çizmesi, heykel yontması suç sayılamaz.<br /><br />Yaratıcının özgürlükleri, hangi anlamda olursa olsun sınırlanamaz.<br /><br />Bunu algılamayan sanat düşmanlarının siyaset yaptığı bakan, başbakan, vali, emniyet müdürü, savcı, yargıç veya yönetici olduğu ülkelerde siyaset, olsa olsa izlediğimiz gibi kör dövüşü olur.<br /><br />Buradan da demokrasi filan çıkmaz.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-49763603560152240482011-05-25T05:34:00.001-07:002011-05-25T05:35:23.129-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKwsbk7Bce7tnjyiX5mr-sMkntWDtjanjTKVxAl9bRRCoLJpIxzASUDDIQejkM3fpMuu3d0Vk0VL5wyRD8GyiYtHp0WlbeuVb2iPH4rJE8u2qnzAfyKsuHE7GkUfCJJw_39BzOcpiig9Cd/s1600/ANTALYA+2+HAZ%25C4%25B0RAN+2011.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 229px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKwsbk7Bce7tnjyiX5mr-sMkntWDtjanjTKVxAl9bRRCoLJpIxzASUDDIQejkM3fpMuu3d0Vk0VL5wyRD8GyiYtHp0WlbeuVb2iPH4rJE8u2qnzAfyKsuHE7GkUfCJJw_39BzOcpiig9Cd/s320/ANTALYA+2+HAZ%25C4%25B0RAN+2011.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5610631364027402610" /></a><br />Magazin…<br /><br />Böylesini de ilk kez görüyorum.<br /><br />Ne film festivallerinin açılış-kapanışlarında ne de tiyatro ödül törenlerinde bunca pespayeliğe tanık oldum.<br /><br />Kral TV müzik ödülleri gecesi, kirlenmişliğin-çürümüşlüğün dibe vuruşu olsa gerek.<br /><br />10. sınıf şarkıcılar-manken eskileri ‘çılgınlık’ yarışındalar.<br /><br />Aralarında kimler yok ki.<br /><br />Ağızlarını açtıklarında iki cümleyi bile kurmaktan aciz, şarkı söylerken kargaları bile kaçıranların tamamı sıraya girmişler.<br /><br />AKP yardakçıları başı çekiyor.<br /><br />Bir ‘magazin kuşu’ soruyor, “seçimler yaklaşıyor, oyunuzun rengi belli mi?”<br /><br />“Seçime ne gerek var ayol, memleket bundan daha iyi günler mi gördü?”<br /><br />Bir başkasına uzanıyor mikrofon, sonra bir başkasına daha, ağız birliği etmişçesine hepsi aynı kapıya çıkan yanıtlar veriyorlar; ”Allah Başbakanımızdan razı olsun”<br /><br />Kardeşim bir tane bile bu ülkenin içine itildiği şu koca pislikten şikâyetçi olan biri çıkmaz mı bunların içinden?<br /><br />Çıkmıyor.<br /><br />İnsanları, görünüşlerine bakarak değerlendirme yapmak-fikir yürütmek-karar vermek fena biliyorum, hem de çok fena, ama bu yaratıklar topluma, ‘sanatçı’ diye sunuluyor ya ona yanıyorum.<br /><br />Merdiven altı tezgâhlarda, fason üretilmiş gibiler.<br /><br />Hemen hepsi, takmış takıştırmış-sürmüş sürüştürmüş, estetik fukaralığı diz boyu!<br /><br />Herhangi bir sanatsal yetenek söz konusu olmadığına göre, nerden gelir bu değirmenin suyu?<br /><br />Son model arabalar, villalar, yazlıklar, yurt dışı alış-veriş gezileri, Honolulu tatilleri filan, bedava olmasa gerek.<br /><br />“Her gece barda, gönlüm hovarda” durumları, bazı insanların mideleri gereğinden fazla doyuyor demek ki!<br /><br />SS korumalarla dolaşan ve uçan kuştan korktuğu belli olan bir müzik yapımcısı; ağzı kulaklarında gülüyor. “İyidir hamdolsun!”<br /><br />Bu adam, geçen yıl bu vakitler ortalara çıkmaya korkuyordu, günlerce ofisinde-evinde hapis kaldığı yazıldı-çizildi, ‘dolandırıcı’ diye adı çıkmıştı; şimdilerde AKP yardakçısı olunca, işler yoluna girdi anlaşılan!<br /><br />Hülya Avşar, endazesi kaymış bir kenar mahalle dilberi edasıyla, açıyor ağzını-yumuyor gözünü.<br /><br />‘Kendinden başka tanrıça, Tayyip’ten başka lider yok, işler yolunda, memleketin durumu iyi ama 12 Hazirandan sonra, daha da iyi olacak.’<br /><br />Bu halk bu kadında ne buldu da başına taç taktı, anlamakta zorlanmıyorum!<br /><br />Sinema-dizi-şarkıcılık filan derken yapmadığı iş, yemediği halt kalmadı, ticaretin her türlüsüne soyundu.<br /><br />Bir ara inat edip, tiyatro oyunculuğuna kalkışmış, boyunun ölçüsünü alınca apar-topar sahneden kaçmıştı!<br /><br />Son işi, siyasette yardakçılık.<br /><br />AKP sevicisi, Başbakan’a hayran!<br /><br />Bir TV programını anımsıyorum, Tayyip efendinin ağzının içine düşecekti nerdeyse.<br /><br />Bunlardan bu memlekette kaç tane var acaba diye düşünüyorum, sıralamakta zorlanmıyorum.<br /><br />Hep aynı yerden toplumun önüne ‘sanatçı’ diye itelenenler; çetelerin- para tüccarlarının, kirli siyaset yürütücülerinin masalarında meze olmuşlar, sonra da yolları açık olmuş!<br /><br />Televizyon ekranları, gazetelerin üçüncü sayfaları, dergi kapakları bunlardan geçilmiyor.<br /><br />Yiyiciler için, canlı et pazarı.<br /><br />“Ne atom bombası, ne Londra konferansı/Bir elinde cımbız, bir elinde ayna/Umurunda mı dünya” durumunda, gününü gün edenlerin sürüsüne bereket!<br /><br />Hiç olmazsa, tiyatro dünyasında bunca kirlenme yok diye avunuyorum.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-40987981833791070612011-05-16T12:11:00.001-07:002011-05-16T12:14:12.278-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMegvl5JwiZ_kezWXC8JlJArFzJf56sxvae-c-88hSFq5aqFmqhan48kqK99qnrC_OlSMaBZF7Che6fUjgziu5jg5ms9877c4yd0BlakmZfAwAbPBnOYvpWPQPo8b1qpvESJPduJBgaqt0/s1600/DEMOKLES%25C4%25B0N+KILICI.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 210px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMegvl5JwiZ_kezWXC8JlJArFzJf56sxvae-c-88hSFq5aqFmqhan48kqK99qnrC_OlSMaBZF7Che6fUjgziu5jg5ms9877c4yd0BlakmZfAwAbPBnOYvpWPQPo8b1qpvESJPduJBgaqt0/s320/DEMOKLES%25C4%25B0N+KILICI.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5607394406320887346" /></a><br />Pişkinlik…<br /><br />Seçim meydanlarından yükselen sesler, bu günden daha da karanlık bir gelecek vaat ediyor.<br /><br />Atış serbest.<br /><br />2023 yılını hedef gösterenler, belli ki bu günün yoksulluğu, işsizliği, yolsuzluğuyla hiç ilgilenmiyorlar.<br /><br />Yaşananların sorumluluğunu üstlenmeden, varsa yoksa ‘çılgın proje’ için ahkâm kesiyorlar.<br /><br />Sıkışınca ‘yeni anayasa’nın kapağı aralanıyor.<br />Anlaşılan her şey hazır!<br /><br />Topluma giydirilen deli gömleği dar gelmiş olsa gerek ki genişletilmişlerden söz ediliyor.<br /><br />Durduk yerde uydurulan ‘ileri demokrasi’ yalanına önce kendisi inanmış; anlattıkça göz bebekleri büyüyor, iştahı kabarıyor.<br /><br />Din-kitap-Allah-cemaat faslında övgünün bini bir paraya!<br /><br />Hani elinden gelse mitingler için kurulan sahnelerde toplu namazlar kıldıracak.<br /><br />Haremlik-selamlık olarak ayrıştırılmış meydanlardan avazı çıktığınca bağırırken, uçan kuştan bile korktuğu anlaşılıyor.<br /><br />Gittiği kentler, kasabalar, geçtiği yollar havadan-karadan-denizden kuşatma altına alınıyor.<br /><br />Böyle olunca kabadayılıkta sınır yok.<br /><br />İçerde tavşan cesaretiyle dikleniyor, dışarıda talan edilmeye hazırlatılan ülkelere akıl veriyor!<br /><br />Ekranlarda dönen reklam filmlerine bakınca da şaşırıyorsunuz!<br /><br />Ülkenin ortak değerlerini kara para aklayıcılarına, yandaşlarına pazarlamış olmakla övünüyorlar…<br /><br />Kendini ‘sol’ sayan ancak batmış-bitmiş-ele geçirilerek talan edilmiş sistemin değiştirilmesi için, hiç bir akıl açan önerisi olmayan CHP ise, bol keseden laf üretiyor.<br /><br />“Herkes rahat bir nefes alacak”<br /><br />İyi de nasıl olacak, hangi önermeyle halledeceksiniz, öyle para dağıtmakla, halkı maaşa bağlamakla, ‘yapacağız-edeceğiz-benim adım Kemal’ demekle çözülebilecek kadar basit mi bu mesele?<br /><br />“Taşeronlaşmaya son” diye her yerde bağırıp-çağırmak kolay.<br /><br />Elinizde tuttuğunuz onca belediyenin kaçında sendikalı işçi çalışıyor, önce bunun hesabını verin diye soran olmaz mı?<br /><br />Anlaşılan işsize iş, tüm yurttaşlar için parasız sağlık, parasız eğitim, barınma hakkı, herkes için eşit adalet, düşünce özgürlüğü, bağımsızlık umurunuzda değil.<br /><br />Kamu yönetimlerinin tamamının dinci-gerici kuşatma altında olması, HES, nükleer santraller, ormanların-doğanın-kentlerin talanı için de mücadeleye hiç gerek yok!<br /><br />“Ben insanları, sağcı solcu diye ayırmam” <br /><br />Ya ne diye ayırırsınız?<br /><br />Seccadeyi cami avlusuna serince, siyasette kıble şaşırmak tam da bu olsa gerek!<br /><br />Irkçılık ise, Kürt ve komünist düşmanlığında sınırsız-sorumsuz yaylım atışlarına devam ediyor.<br /><br />Hani iktidar filan olurlarsa, memlekette ‘tek Kürt ve tek komünist’ kalmayıncaya kadar silahlar kan kusacak!<br /><br />Vahşet!<br /><br />Böylelikle 21. yüzyılda, bozkurtçuklarıyla övünen kaç kafatasçı kaldı görüyoruz.<br /><br />Birileri ortalara çıkıp, bu ülkede onca yurtseverin, devrimcinin, aydının kanını döken ve katillikten yargılanan kaç vekil adayın, ülküdaşın var diye sormazlar mı sanıyorsunuz?<br /><br />Şu son günlerde beylerde laf tükenince, ‘yatak odası siyaseti’ söylevlerinin merkezine taşınmaya başlandı.<br /><br />Utanç verici.<br /><br />Ortalık kasetten geçilmiyor.<br /><br />Daha fazla haksızlık etmeyelim. Tüm sistem partilerinin ortaklaştıkları tek alansa, sanat!<br /><br />Şaşırmayın, gerçekten öyle.<br /><br />Bakın bu partilerin vaatler listelerine, sanat ve kültür ile ilgili tek sözcük bulamazsınız!<br /><br />AKP ve MHP’nin sanat-kültür deyince kudurmuş bir hindi gibi nasıl kabardıklarını ve neler yaptıklarını biliyoruz, yaşadık yaşıyoruz.<br /><br />CHP’nin ise tüm saldırganlıklara, yıkımlara, yok edilişlere karşı söyleyecek tek cümlesi bile yok.<br /><br />Beyefendi Kars’ta miting yapıyor. Et diyor, süt diyor, hayvancılık diyor, şeker fabrikası diyor ama konuştuğu meydana 250 metre uzaklıkta İnsanlık Anıtı besmeleler çekilerek yıkılıyor, ağzını açıp tek kelime etmiyor.<br /><br />AKM, Emek Sineması, kentsel üleşim ile sağlanan rantlar, ören yerlerinin pazarlanması, müzelerin özelleştirilmesi, kütüphanelerin pazarlanmak üzere devredilmesi, kapatılmak istenen Devlet Tiyatroları, 4C uygulamasının eşiğine taşınan opera-bale-senfoni, yıkılmak istenen salonlar, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti yalanıyla yaşananlar, insan yaşamından öteletilen sanat, sanatçıların özlük hakları bu beyleri hiç mi hiç ilgilendirmiyor.<br /><br />Ama nasıl oluyorsa, sanatçılar ‘doğal yandaş’ ilan ediliyor.<br /><br />Bu nasıl pişkinliktir?<br /><br />Bütün bu olumsuzluklara karşı boyun kırıp susmak-sinmek-korku duvarının arkasında pineklemek erdem olmasa gerek!<br /><br />Vah benim ülkem vah!<br /><br />“Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin…”<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-43702580234760852332011-05-16T12:09:00.001-07:002011-05-16T12:10:35.300-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUOWepTogAUzn5IhSwl8pwfoECtzS0y3B_PBYsGHXex8pp9jcjBLWc_w2O9_crhnqv13723KbM9JaqC2UEumywwZLqTN_B4-Qh9ArdH0LBkwmjknnKjSv3Dok37HGKYKaBmxSrWUHcde0g/s1600/Cep+Delik+Cepken+Delik...AF%25C4%25B0%25C5%259E1.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 109px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUOWepTogAUzn5IhSwl8pwfoECtzS0y3B_PBYsGHXex8pp9jcjBLWc_w2O9_crhnqv13723KbM9JaqC2UEumywwZLqTN_B4-Qh9ArdH0LBkwmjknnKjSv3Dok37HGKYKaBmxSrWUHcde0g/s320/Cep+Delik+Cepken+Delik...AF%25C4%25B0%25C5%259E1.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5607393431264856050" /></a><br />Bu kahır, bu zulüm, bu yalan…<br /><br /><br />Son günlerde kiminle sohbet etsem, ‘bir dokun bin ah işit’ durumu yaşıyorum.<br /><br />- Tiyatro bitiyor hocam. Daha sezonun kapanmasına bir ay var ama herkes perde indirmek zorunda kalıyor. Anadolu’da seyirci evinden çıkamıyor. Bedava su, sandviç için millet meydanlara koşuyor! Bu adamların sanatla ilgileri de sıfır. Varsa yoksa nutuk çekip milletin aklıyla oynuyorlar. Hiçbiri, bir sanat olayı üstünden halka ulaşmayı düşünmüyor. Eskiden böyle miydi?<br /><br />- İş yok ağabey. Hiçbir yapım şirketinden bir Allahın kulu aramaz mı? Aranmıyorum. En iyi yapımlarda oynadım, beğenildi filan, ama şimdi. Bu arada cemaat sıkıştırıp duruyor. Aylık maaş öneriyorlar, ‘yalnız bizimle çalışın size şu kadar’ diyorlar. Bir sürü insan teklifi kabul etmiş. Devlet tiyatrolarından, şehir tiyatrolarından insan avlamışlar. Ne halt edeceğiz?<br /><br />- Provaya girdik, bir ay geceli gündüzlü ter döktük 12 oyun oynandı hop perde kapandı. Kaldık mı sezonun ortasında dımdızlak? O kadar söyledik dinletemedik, bu tekst bu kadroyla olmaz dedik, batarsın dedik, bari tanıtım yap dedik. Hiç oralı olmadı. Şimdi her gün evden çıkıp şöyle çevreyi bir turlayıp, tekrar eve dönüyorum. Bu arada yalnız olmadığımı oyunun kadrosundaki yirmi arkadaşımın aynı durumda olduğunu da düşününce, basıyorum kalayı.<br /><br />- Kitapçılar tek tek kapanıyor. Bak Beyoğlu’na ne halde geldi. Güzelim İstiklal Kitapevi kapandı. Metropol zaten kapanmıştı. Bir diğeri yandı kül oldu. Burada her gün bu kadar kalabalık var ama bu insanların binde biri kitapçılara ya uğruyor ya uğramıyor. Tiyatroyu filan hiç aklına getiren yok, sinemalar da öyle. Bitti bu cadde, bu kent bitti. Şuraya kondurulan alış-veriş merkezine bir bak, utanıyor insan. Vaktiyle o yapının olduğu yerde iki sinema, bir tiyatro salonu vardı, şimdi bir cep sineması olsun yapmayı bile akıl etmediler. Kapitalizm canavar hocam, kusuyor üstümüze.<br /> <br />- Güya çalışıyoruz. Ortada para yok. Yapımcı dört bölümün ikisinin parasını yatırıp diğer ikisini bir dahaki aya sarkıtıyor. Anam ağlıyor. Set saatleri hiç belli değil. Program düğüm olmuş. Niye stok yok, kimin suçu? Oyuncunun, set çalışanının, tekniğin, rejinin suçu yok biliyoruz. İki tane stok olsa böyle mi olur? Geceler gündüzlere karışıyor. İnsan hakkı diye bir şey yok bu memlekette. Bunun bir çözümü olmalı, birileri bu duruma son vermeli. Sendika dediğin ne işe yarar, bu hak gaspı değil mi?<br /><br />- Geçen yıl bu vakitler bir film çektik, halen paradan-puldan haber yok. Adam müzisyen, geldi yapımcılığa soyundu, yüzüne gözüne bulaştırdı. Bakanlıktan aldığı üç kuruş anında bitti tabi. Bir sürü borç yapmış, zaten film de bitmedi- bitirilemedi, çekilenlere el koyan alacaklılar olmuş; herif pişkinliğe vurup utanmadan benden para istiyor. Senin neyine kardeşim sinema, git bildiğin haltı ye.<br /><br />- Setlerde çalışan arkadaşların da özel tiyatrolarda çalışan meslektaşlarımızın da sigortaları ödenmiyor. Kim müdahale edecek buna? Adamlar, vergiden kaçmak için sözleşmeleri tek yanlı yapmaya yada hiç sözleşme yapmamaya çalışıyorlar. İş güvencesi yok, sağlık güvencesi yok. Kimin alanına girer bu kavgayı vermek, yok mu bu insanların bir sahibi?<br /><br />- Bakan efendinin önerisiyle kurulan birlik ortaya çıktı; “telif haklarımız güvence altında” dedi. Nasıl oluyor peki, bizim telif hakkımız varsa, nasıl oluyor da yayın tekrarlarından, dış ülkelere satışlardan ödeme almıyoruz? Ortada ya bir büyük yalan var ya da söz konusu yasa göstermelik; kim ilgilenecek bununla?”<br /><br />- Aynı şeyleri düşünüyoruz. Sine-Sen varken ne gerek vardı aynı işkolunda yeni bir sendika kurmaya? Bu alandaki mücadeleyi daraltmaz mı? Bu memlekette, oyuncu hakları ile set çalışanlarının, tekniğin hakları ortak değil mi? Alın bakın yeni kurulan Oyuncular Sendikası’nın kuruluş amaçlarına, bir kaç küçük farklılığın dışında Sine-Sen ile aynı şeyleri söylüyorlar. Yapılması gerekenleri bir kâğıda alt alta yazarak, aynı iş kolunda yeni bir sendika kurmanın amacı ne peki, burada bir kötü koku yok mu? Hani AKP Ocak ayında yasa çıkarıyordu; güvence alınmıştı filan, ne oldu? Ben bu durumu sorguluyorum, herkes sorgulamalı. Sine-Sen yönetimi de kendini sorgulamalı.<br /><br />- Artık beni kimse çağırmaz oldu. Bizim türkülerimiz değersizleşti gülüm. Adamlar, önümüzü tıkamak için ne gerekiyorsa yaptılar. Sen misin solcu al bakalım! Ama ben bizimkileri anlamıyorum, geceler yapıyorlar, heriflerin dinci şiirler okuyan bed sesli, kötü Türkçeli züppelerini çağırıp dünyanın parasını ödüyorlar, popçuları çağırıyorlar yine öyle. Bunu bildik belediyeler, sivil toplum örgütleri filan yapıyorlar. Artık kesinlikle anlıyorum, bu CHP ve kendini bilmez bazı sivil toplum örgütleri, ülkenin sağcılaşmasına hizmet ediyorlar. Ne olacak bu işin sonu, buna bir el koyan olamayacak mı? Ülke her anlamda batağa itiliyor, herkes seyrediyor.<br /><br />- Şiirsiz olmaz, ne insanlık ne doğa, ne dün ne gelecek şiirsiz yapamaz. Ama nasıl oluyorsa oluyor günümüz insanı bunu becerebiliyor, şiir okunmuyor. Yalnız şiir değil, roman da öykü de okunmuyor. Bıktım, bırakacağım bu işleri, koyarım sözcüklerimi torbama, doğru köye. Bu ülke hangi şairine sahip çıktı ki günümüz şairlerine, şiirine sahip çıksın. Kaldı ki şimdi söz daha yavan, daha sığ. Önceleri böylemiydi, daha sözcükler şairin yüreğinden kâğıda düştüğünde, sıyrılıp girerdi insan aklına. <br /><br />- Filmi beğendim hocam, elinize sağlık. Devrimden Sonra’nın sinemamız için bir ilk olması umut verici. Bazı kendini bilmezler, anlamsız yazılar yazıyorlar. Anlıyorsun ki adam seyretmeden döktürmüş küfrü. Dinci gazetelerin birinde bir yazı okudum, “bükemediğin eli öpeceksin” diye yazmışlar. Bunu bile görmeyen, görmek istemeyen cahillerimiz var. Ellerinde her tür olanak olduğu halde, bu alanda bir tek ürün bile verememiş, buna cesaret edememiş olanlar yapıyorlar bunu. Kolektif ruha saldırıyorlar. Bilerek ve isteyerek devrimci yaratıların düşmanı olma yolundalar. Bence, gerçeğin peşinden koşan sanatçı ağabeylerimizin, kardeşlerimizin birlik olunca neler yapabileceklerinin işareti bu film. Dilerim yenisini çekersiniz.<br /><br />- Biliyor musun? Aysa Organizasyon sahibi Alaattin içerde. İzmir Belediyesine yapılan baskından sonra tutuklanarak cezaevine kondu. Belediyeyle iş yapan tüm şirketlerin sahiplerini de gözaltına almışlar. Hayır, anlamıyorum, bir tiyatro organize şirketinin eti ne budu ne? Açıklamalardan anlıyoruz ki, İzmir Belediyesi tüm kültür-sanat programlarını iptal etmek zorunda kalmış. Önümüzdeki İzmir Tiyatro Günleri tehlikede demektir. Kültür Bakanı denen zat, İzmir’den aday. Eğer İzmir bu adama, bu partiye oy verip seçerse, yazık olsun İzmir’e.<br /><br />- 6 Mayıs’ta Ankara’da salondaydık hocam. O gün içimiz çok buruktu. İdamların yıldönümünde bir çınar düştü toprağa. Bu nasıl örtüşmedir? Hayatını onurlu insanların hukuk mücadelesine adamış bir adalet savaşçısı, çocuklarının idam yıldönümlerinde toprağa aktı. Gösterinizin final sahnesinde tutamadım kendimi “kahrolsun faşizm” diye zıpladım yerimden. Baktım ki yalnız değilim mutlandım, sağ olun.<br /><br />-Meydanlardaki maymunluğun bitmesine kaç gün kaldı hocam, daha ne kadar sürecek bu kayıkçı kavgası? <br /><br />-Ellerini birleştiremeyenler, onurlarını birleştirebilecekler mi sence?<br /><br />-Daha nereye kadar bu kahır, bu zulüm, bu yalan?<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-91340458438807436872011-05-02T13:23:00.000-07:002011-05-02T13:24:40.812-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJt__eWg_w2J1eFuNjo1ZK4JFSC7ddkgwnVNW3lSRCPwK5o6iUSNKxjjXCOLy9T3l6kthzqhVxWF7CUZREFPSYUokhoQ63F1WmSAFvb35ogrCFSN4ucv-4k4ssYasLiBlU3mKBapqfgTA5/s1600/gala3_03.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 213px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJt__eWg_w2J1eFuNjo1ZK4JFSC7ddkgwnVNW3lSRCPwK5o6iUSNKxjjXCOLy9T3l6kthzqhVxWF7CUZREFPSYUokhoQ63F1WmSAFvb35ogrCFSN4ucv-4k4ssYasLiBlU3mKBapqfgTA5/s320/gala3_03.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5602217352357021634" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-52005182183712418132011-05-02T13:21:00.002-07:002011-05-02T13:22:25.564-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBv2vkwLe6cBfdLbXnTo8vGTFKJUPW7GG4X_6ESLLcjhHXV7Rd52C0zlB-OjFoe3E8EE1WfEfO3q3tznCULPrr7XKGEXwjjn619bjmcOWMi_5DifNkv2fDh2GmSZAUWyX-yTnRbIY3I2Lu/s1600/CEP+DEL%25C4%25B0K+CEPKEN+DEL%25C4%25B0K+AF%25C4%25B0%25C5%259E....jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 109px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBv2vkwLe6cBfdLbXnTo8vGTFKJUPW7GG4X_6ESLLcjhHXV7Rd52C0zlB-OjFoe3E8EE1WfEfO3q3tznCULPrr7XKGEXwjjn619bjmcOWMi_5DifNkv2fDh2GmSZAUWyX-yTnRbIY3I2Lu/s320/CEP+DEL%25C4%25B0K+CEPKEN+DEL%25C4%25B0K+AF%25C4%25B0%25C5%259E....jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5602216754166046338" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-28525078599024393372011-05-02T13:21:00.001-07:002011-05-02T13:21:21.385-07:00Yuhhh…<br /><br />Bu ülke uçurumdan aşağı yuvarlanıyor dedikçe “abartılı bir saptama” diyenler, şimdilerde ortalarda yoklar.<br /><br />“Bunlar sanat ve sanatçı düşmanı, şu olanlara bakın memleketi cami avlusundan yönetiyorlar, halkın yaşamından tüm sanat alanlarını öteleştirdiler, amaç bizleri öteki yapmaktır, Kul olmamızı istiyorlar. Bu ülkenin sanatçıları, kul olmayı kabullenecekse yuh bize” deyince, “uzlaşı yolları henüz açık” diye nutuklar atılıyor.<br /><br />Utanmazlıkta sınır yok.<br /><br />Kars’ta heykelin kafaları tekbir sesleri ile kesiliyor.<br /><br />Kars halkı sus-pus, ülke halkı lal.<br /><br />CHP’nin bu meseleyle ve tüm sanat alanlarında yaşanan tartışmalarla ilgili söyleyecek tek sözü olmadığı anlaşılıyor.<br /><br />MHP kıs-kıs gülerek, ‘sessiz alkışa’ duruyor.<br /><br />Zaten Kars Belediye Meclisi’ne ‘heykel’in yıkılması’ önergesini veren bu ırkçılar değil miydi?<br /><br />Hem kendi onurlarını, hem ülkenin onurunu kurtarmak için çabalayan sanatçılara bir tek ‘boyun eğmeyenlerin’ sahip çıkması ne hazin!<br /><br />1 Mayıs’ı kutladık. Taksim alanı hınca hınç doldu. İşçiler-emekçiler-yoksullar saf oldular.<br /><br />Kürsüden sanat düşmanlığı ile ilgili tek kelime duymadık.<br /><br />Ellerine mikrofon verilen sanatçılar da suskun kaldılar.<br /><br />Oysa toplanılan alanın orta yerinde yalnızlığa itilmiş, AKM’ye dönüktü yüzleri.<br /><br />Yılda bir kez olsun ortaklaşan tüm alanların, ülke de yaşanan Taliban aklıyla ile ilgili söyleyecekleri tek kelime olsun yok mudur?<br /><br />''Ödül aldığım için sevinemiyorum. Zira AKM hala kapalı. Muammer Karaca tiyatrosu 5 yıldızlı bir otele çevrilmek isteniyor. Başbakan istedi diye heykeller yıkılıyor. Sanatçılara saldırılıyor'' diye haykıran Genco Erkal ustaya da kulak tıkanıyor.<br /><br />Ne hazin!<br /><br />İş işten geçmiş, kara akıl vinçleriyle iş makineleriyle heykeli abluka altına almış, kesim başlamış birkaç ‘liberal aydın’ ortaya çıkıp, ‘durdurulmalı’ diye bildiri yayımlıyorlar.<br /><br />Aklı olan sormaz mı ‘daha önce neredeydiniz, sanatçılar İstanbul’da Kars’ta yıkıma set olmaya çalışırken neden sesiniz soluğunuz çıkmadı’ diye.<br /><br />Yaranmanın böylesine can kurban!<br /><br />Bilmeyene-anlamak istemeyene-işine gelmeyene-suskun kalıp boyun kıranlara bir kez daha söyleyelim, Kars’ta anıta yapılan saldırı, 21. yüzyıl için yüz karasıdır.<br /><br />Şimdi de ‘çılgın proje’ alkış yağmuruna tutuluyor.<br /><br />Yandaşlar, dönekler, rant avcıları bir koro halinde iştah kabartıyorlar!<br /><br />Gazetelerinde, televizyonlarında kurmaca bir geleceğin pembe tabloları üstüne hesaplar yapılıyor.<br /><br />Söz konusu bölgeye arazi mafyası çoktan çöreklenmiş durumda!<br /><br />Birilerinin salyaları akıyor.<br /><br />Hiç kimse, Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin, çevrecilerin haykırdıkları gerçekleri duymak-anlamak istemiyor!<br /><br />Utanmazlığın-cahilliğin-geriliğin böylesi az görülür.<br /><br />Bir kez daha ‘bu ülke, bu toplum bütün bunları ne kadar hak ediyor’ diye soruyorum kendime.<br /><br />Öfkem büyüyor.<br /><br />Bir Taliban akla esir düşmek, tam da bu olsa gerek.<br /><br />oaydinoaydin@gmail.comORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3542945577910250076.post-83012960174038791792011-04-26T14:15:00.000-07:002011-04-26T14:17:53.941-07:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzvfiE3uoSvVvmYfWhyphenhyphen66ihx2FHg1ElaThbohsB5PhbQdY-2_xeLz1uc6CdnPZuj97UTWW4oCVUBFWIh15OhxcoQSYqyRO5zNFYI_nLRachgJBJOA_NmkWhiwESqRVEq2Hq7hTOKn7y1Ri/s1600/NAZIM+LOGO.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 252px; height: 94px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzvfiE3uoSvVvmYfWhyphenhyphen66ihx2FHg1ElaThbohsB5PhbQdY-2_xeLz1uc6CdnPZuj97UTWW4oCVUBFWIh15OhxcoQSYqyRO5zNFYI_nLRachgJBJOA_NmkWhiwESqRVEq2Hq7hTOKn7y1Ri/s320/NAZIM+LOGO.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5600004533586361042" /></a>ORHAN AYDINhttp://www.blogger.com/profile/01000007837616595095noreply@blogger.com0